Bizim Anadolu kültüründe birebir ilişki kurmak çok önemlidir…

Yüz yüze görüşmenin, insanları birinci ismiyle tanımanın ve anmanın getirdiği samimi, sağlam, güven dolu ilişkinin yerini hiçbir şeyin tutamayacağına inanırım.

Çocuklarımızı da bu kültür ile yetiştirmeye çalışıyoruz.

Çünkü onlar bizim geleceğimiz…

Araştıran, fikir üreten ve ürettiği fikri hayata geçirmek isteyen bir nesil geliyor…

Şimdi buradan 15 yaşındaki büyük oğlum Altan'dan gelen bir projeyi paylaşmak istiyorum.

Su fakiri bir ülke değiliz…

Ama küresel ısınma bizi oraya doğru götürüyor…

Ozon tabakasındaki tehlike…

Irmaklarımızın kurumaya başlaması…

Derken, kaçınılmaz gerçekle bir zaman sonra karşılaşacağız….

Altan, bu noktada ortaya bir proje attı…Bizim de dikkatimizi çekti…

Tuvaletlerde sifonun bir kez çekilmesi ile 10 litre su harcanıyor…

Yeni teknolojilerde belki bu rakam biraz daha azdır…

Ama gerçek olan temiz, içilebilir kalitedeki suyu heba ediyoruz…

Oğlum diyor ki, 'Baba genelde musluklar klozetlerin yanında olmuyor mu?..

Peki, neden hem tuvaleti temizlerken hem de elimizi yıkarken temiz suyu harcıyoruz…

Muslukta elimizi yıkarken, kirli su klozette toplansa, klozetin tankındaki su kapasitenin üzerine çıkınca da fazla suyu tuvaletin içine bıraksa, böylece tuvalet temizliğinde temiz su yerine kirli suyu kullanarak ülkemiz her yıl milyonlarca ton su tasarrufu yapmaz mı?'

Sifonu çekerken şimdi iyi düşünün…

Ama; üretici firmalara da sormak lazım…

Bu kadar basit mi?..

Gerçekten….

Neden olmasın….

Musluk klozetin uzağında olsa bile tahliye borusuyla kirli su klozet tankına aktarılamaz mı?...

Bu gençler beni hep şaşırtmıştır…

Hayatta en büyük sermaye dürüstlük ve işini iyi yapmaktır…

Dilerim bu gençlerimizin eğitim sistemimizde halen devam eden yenilik paketleriyle önü açılır….

Sunulan imkanlar genişletilir…

Sağ beyin algıları güçlendirilir…

Sağlıcakla kalın…