Tarımda hasat sezonu nedeniyle, tüketici hafif nefes aldı.

Hasat sezonu, bolluk sezonu.

Arz fazla olunca, doğal olarak fiyatlar düşüyor.

Yine de hemen heveslenmeyin.

Kantarın ayarı bozuldu bir kere.

Dikiş atmak lazım yeniden.

Kim atacak diye sormayın!

Hele bir Tarım Şur'alarını yapalım Eylül civarlarında; merak etmeyin her şey 'süt liman' olacak!

Semerat Holding hazır.

Hele bir de hazine arazileri ile orman alanlarının satışını kolayladık mı: mis vallahi!

Ondan sonra Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Özden GÜNGÖR yırtınsın dursun.

Neymiş efendim: ithal edilmeyen ürün sayısı beşten üçe düşmüş; Fındık bile ithal ediliyormuş.

Ne yani hiç umut yok mu diyor gibisiniz?

Hayır, var elbette.

23 Haziran İstanbul seçimi sonunda Muhalefet, 14'ü Büyükşehir olmak üzere 31 İl Belediyesi kazanmış.

2017 TÜİK rakamlarına göre, bu iller, Tarımsal GSMH'nın yaklaşık % 42'sını üretiyor.

Yani, yaklaşık 189 milyar TL'lik toplamdan, 79 milyar TL pay alıyor.

Yine bu iller, 2018 yılı Tarımsal Üretim Değerinin % 43'ünü oluşturuyor.

Yaklaşık 384 milyar TL'lik toplamın, 141 milyar TL'si bu illerden geliyor.

Buna göre, muhalefetin bu beş yılda yapacağı çok şey var.

Yoksa şikayet hakkı olmaz.

Diyeceksiniz ki merkezi hükümetin işi bu. Doğru. Bende böyle düşünüyorum. Bu yüzden 6360 sayılı Büyükşehir Yasasının, köyleri mahalle kapsamına alıp kent mantığı ile yönetmesine karşıyım.

Ancak, şuan elimizdeki yasa bu.

Haydi, şimdi bunu fırsata çevirelim.

Öyle her kafadan bir ses çıkarmadan.

Her şehir kendi başına değil; üstten, 'merkez bir planlama' yapalım.

Ülkenin Tarım ve Kırsal'ının, % 40'ını planlayalım; projelendirelim; ortak bir sermaye kullanım kararı alalım; ortak üretim-tüketim-pazarlama-değerlendirme ağı kuralım. Örnek olalım. Laf değil gerçekten proje ürettiğimizi gösterelim. Geleceğin Tarım'ını ve Tarım Bakanlığını kurgulayalım.

Hadi var mısınız?

Kim atacak dikişi sorusuna yanıt vermiş olalım.

Sayın Genel Başkanlar; lütfen elleri görelim.

KÖŞE ADI: KIRMIZI KALEM