Samsun Milletvekilleri Çiğdem Karaaslan ve Orhan Kırcalı'nın bir hafta önce paylaştıkları ilk tweet ile birlikte şehri saran heyecan artarak devam etmekte.

19 Mayıs Üniversitesinin tarihinde ilk kez açılacak olan Eczacılık Fakültesi adresinin Bafra olması sadece Bafralıların değil, geçmişte yatırım konusunda uğradığı hayal kırıklıklarını yakinen bilenlerin tüm kesimlerin beklentisi aslında.

Bu tür hizmetlerin gelmesi adına yapılması gerekenler var.

Eski tabirle sürüncemede olan fakültenin Bafra'ya gelip gelmemesi noktasında, 'Bafralıyım' diyen herkese ama herkese görev düşüyor.

Yani 'Eczacılık Fakültesi Bafra'nın hakkı, Devlet gereğini yapsın' demek yeterli değil.

Kısacık bir politik sorumluluk empatisi ile aynı yatırımı kendi ilçelerine isteyen düşünce ve gayretlerinde olduğunu hissetmek zor değil.

Ülke gerçeklerini de göz önüne alırsak, her ne kadar sevmesem de bu sözü:

Ağlamayan çocuğa da meme verilmiyor.

Maalesef.

Eczacılık Fakültesinin Bafra'ya gelmesi hususunda, tüm kesimlerin oluşturacağı kamuoyu çok önemli.

Hali hazırda ilçede yaşananların gayretlerin yanında, ülke hatta dünyadaki tüm Bafralılar kendini fark ettirmeli.

'Hiçbir şey yapmadı demesinler' diye değil, yürekten.

Sayesinde ulaşılamayan kimsenin kalmadığı, sosyal medya bu manada etkin bir araç.

Politik, ekonomik, kişisel vs. her türlü kısır tartışmanın uzağında kalınıp el birliği edilmesi gerek bir süreç içerisinde Bafra.

Başta İstanbul olmak üzere, Ankara, Bursa, İzmir ve yurdun çeşitli yerlerinde hayatını sürdüren Bafra oluşumları (Dernek, Federasyon vs) bu konuda seslerini daha fazla çıkarmalı.

Kırıp dökmeden, suçlamadan.

Yani söke söke değil, gerekli alt yapıyı sağlayarak, ilçeyi anlatarak, farkındalık yaratarak.

Ne mi yapılmalı?

Bu tür beklentileri, mutlu sonuca ulaştırmak karınca hikayesine benziyor aslında.

Sen elinden geleni yap da, varsın sönmesin yangın.

Mektup yazalım mesela.

Tweet atalım mesela.

İlgili görselleri, yazıları, haberleri önce okuyup, sonra paylaşalım mesela.

Toplantılar, basın açıklamaları düzenleyip, katılalım mesela.

Gayret gösterenlere, 'Sana mı kaldı' demeyelim mesela.

Kafanızı bu kez de kuma gömmeyelim mesela.

Umutsuzluğa kapılıp, peşin peşin yenilgiyi kabullenmeyelim mesela.

30'lu,40'lı,50'li hatta 60'lı yılların Bafralılık ruhunu ortaya koyalım mesela.

Bafra hafızasında tecrübe ile sabittir ki; Böylesi anlarda yarın hep geç olmuştur.

Gün bu gün;

Haydi..