Herkese merhabalar. Bu aralar etrafımda deyim yerinde ise adeta bir mutsuzlar ordusu var. Ne olmuştu insanlara. Bizler mutluluğu nerede düşürmüştük. Bileniniz var mı? Ya da sahiden mutluluk artık insanların olduğu sokaklara uğramıyor muydu? Nerde ve nasıl başlamıştı mutsuzluğumuz diye düşünürken cevabı hemen geliverdi aklıma son yıllarda doymak bilmeyen bir nefsimiz olmuştu. Hep yükseklerde olmaya başlamıştı gözümüz. Şükür etmek televizyonlar da bir Afrikalı çocuğu görünce aklımıza gelmeye başlamıştı. Elimizde ki olanlar ile mutlu olmak yerine elimizde olmayan şeyler var diye mutsuz olmayı tercih ettirildik. Bence artık enflasyon canavarının yanında lüks şatafatlı hayat canavarı da bizi sömürmeye başlamıştı. Gözümüz verilen hiç bir nimeti görmez olmuştu. Hayallerimiz marka kıyafetler, akıllı telefonlar, kaliteli saatler olmuştu. Ama o kaliteli saatler de zamanın hiç değeri olmamaya başlamıştı. Öncelerden haftada bir duygumuz sevdiklerimizin sesini her gün duymak değersiz kılmaya başlamıştı telefonların çalışını…

Mutlu olmak için çok para mı gerekir desem çoğumuz evet deriz. Ama yapılan araştırmalar geçmiş nesillerin daha mutlu olduğunu söylüyor. Tarlalarda çalışan, her akşam misafirliğe giden yolda herkese gülümseyen büyüklerimiz bizden çok daha mutlu yaşamışlardı zamanlarını. Ben bile çocukluğumda bir ağacın gölgesinde yediğim yemeğin lezzetini şuan hiç bir yerde bulamadım.

Her şeyin sahibi olmak insanı mutlu etmeye yetmiyor. Mutluluk aslında çok büyük şeylerde değil Mutluluk samimi bir dost demek güvenebileceğin arkadaşların demek. Saatlerce oturup bilgisayar başında mutluluk sanal arkadaşlık kuran bizlerin mutlu olması mümkün mü? İstedikleri anında önüne serilen bu nesil her şeye emeksiz sahip olduğu için çok istediği Sandığı şey eline geçtiğinde sadece bir kaç gün mutlu oluyor. Mutluluğun tarifini bilmeyen gençlerimiz var. Bizim mutluluğumuz teknolojiye ve kibire hayat koşuşturmalarına yenik düştü. Silkelenip kendimize gelmemiz lazım. Yoksa her geçen gün mutluluğu depresyon ilaçlarında arayan ilaç bağımlısı bir birey olacağız.

Avm'lerde vakit geçirdiğimiz kadar ailelere komşulara vakit ayıralım. Onlara zaman ayırın ki aile kavramı ölmesin. Mutluluk bence bizim elimizde. Eğer değerlendirirse bu hayat çekilir. Yoksa ölene kadar dünyanın yükünü omuzlarında taşımış gibi his edersiniz kendinizi...

Çok mutlu günler geçirmeniz dileğiyle. Kalın sağlıcakla…