Siyaset, devlet ve memleket yönetme sanatıdır.

Bakın, 'SANAT' diyoruz.

Evet, yönetmek bir sanattır. Bilgi ile beraber ama bilginin ötesinde, bilgi ile harmanlanan bir yetenektir.

İşte siyaset ya da bir başka adıyla politika budur.

Siyasette asıl olan barıştır, kavga değildir.

Kur'an-ı Kerim'in ifadesiyle, 'sulh daha hayırlıdır'(Nisa,128).

Müslümanlar siyaset alanlarını kavga değil, barış ve sulh üzerine bina etmelidirler. Çünkü mensubu bulundukları yüce dinlerinin adı da, 'BARIŞ' olduğunu unutmamaları gerekir.

Peygamberimiz (SAV) de, 'Ey insanlar kardeş olunuz' buyurmuşlardır.

Türkiye'de siyaset yapan herkes aynı din mensupları ile 'DİN KARDEŞLİĞİ', farklı dinlere mensup olanlarla da , 'ADALET' temelinde birleşmeli ve uzlaşmalıdır.

Manevi değerlerimizden Yunus Emre'nin şu ifadelerini tekrarlamak ve gereğini yerine getirmek siyasetçilerimiz için zor olmasa gerek. Tepedeki gerginlikler sokağa hatta evlere kavga, karamsarlık, kin, nefret ve umutsuzluk olarak yansımaktadır.

Haydi hep birlikte şu dizeleri okuyalım ve öyle davranalım:

'Yetmiş iki millete bir göz ile bakmayan,

Şer'in evliyasıyla hakikatte asidir.

Hakkı gerçek sevenlere / Cümle alem kardeş gelir.'

Bir de bir Japon fabrikasında işçi ve patronun her sabah tekrarladığı bir metni biz de işyerimizde tekrarlayalım:

'Yeni bir Japonya kurmak için.

Gelin, kudret ve aklımızı birleştirelim.

Bir şeyler katmak için elimizden gelen her şeyi yapalım.

Bir kaynaktan çağlayan su gibi,

Sonsuz ve devamlı,

Mallarımızı dünya halkına gönderelim.

Samimiyet ve ahenkle çalışalım. Büyü sanayi, büyü, büyü!..'

Aynı şarkıyı Türkiye'ye uyarlasak olmaz mı? Selam ve sevgi ile…[email protected]