Büyük kurtarıcımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatıyla, 03 Mart 1924 tarihinde 429 sayılı Kanun'la kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı'nca hazırlanan, 'Vatan Bize Emanettir' başlıklı 30 Ağustos 2019 Cuma günkü, Zafer Bayramı'nın 97. yılı nedeniyle bütün camilerden verilen hutbede Mustafa Kemal Atatürk'ün isminin geçmemesi, kamuoyunda büyük üzüntülere ve tepkilere neden oldu. Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde ise Ankara'da bir camide Atatürk'ün isminin hutbede anılmamasına tepki gösteren cami cemaati ile diğerleri arasında üzücü arbede yaşandığını görünce gözlerime inanamadım ve inanın çok üzüldüm… Sebep olanları Allah'a havale ediyorum!..

Tepkilerin ardından; Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin (MYK) toplantısıyla ilgili düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlarken, 30 Ağustos hutbesinde Atatürk'ün adının geçmemesine yönelik eleştirilerin hatırlatılması üzerine şöyle dedi:

'Diyanet İşleri Başkanlığı önemli bir kurumdur. CHP'nin Diyanet İşleri Başkanlığıyla hem kurumsal hem ideolojik bir kavgası olduğunu, bu kuruma karşı son derece temelden kurum ne yaparsa yapsın, ideolojik hoşnutsuzluğu olduğunu biliyoruz. Burada Cumhurbaşkanımızın da Diyanet İşleri Başkanımızı gerek kurumu yönetmesindeki performansı, gerek PKK ve FETÖ'nün propagandalarına karşı faaliyetleri sebebiyle takdir ettiğini belirtmek isterim. Atatürk konusunda herhangi bir tartışma yoktur. Ülkemizin kurucu önderidir, minnetle ve saygıyla anıyoruz. Osmanlı İmparatorluğu ile Türkiye Cumhuriyeti'ni kavga ettirmeye gerek yoktur, hepsi bizimdir. Büyük bir devlet geleneğinin binlerce yıllık takipçileriyiz, mirasçılarıyız. Atatürk'e saygı konusunda gereken ihtimamın gösterilmesi konusunda Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bir problemi yoktur. Zaman zaman, ibadetin parçası olarak gündeme getirilen çeşitli konuşmalarda belli bir gündeme odaklanarak bu tartışmalar yapılıyor, ama dergilere Diyanet İşleri Başkanı'nın konuşmalarına, dualarına bakarsanız bu iddiaların boş olduğu gereken saygının gösterildiğini söylemek isterim. Diyanet hassas bir kurumdur, günlük siyasi polemiklerin dışında tutulmalıdır. Devletin bütün kurumları Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e gereken saygıyı gösterme konusunda hassasiyet içindedir. Diyanet'in ve Diyanet İşleri Başkanının bu hassasiyete sahip olduğunu görüyoruz. Bununla ilgili herhangi bir problem yoktur' dedi.

Bu konuda; Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili ve KİT Araştırma Komisyonu Üyesi Atila Sertel de, 'Diyanet İşleri Başkanı Siyaset Yapamaz, Atatürk Düşmanı Olmaz' diyerek, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'a verdiği soru önergesiyle, toplumun büyük tepkisini çeken olay nedeniyle Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın istifasının istenip istenmediğini sorarak şunları söyledi:

'30 Ağustos Zafer Bayramımız'ın 97. yıl dönümüne denk gelen Cuma hutbesinde ülkemizin verdiği bağımsızlık savaşından, yüce önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ümüz ve silah arkadaşlarından söz edilmemiş, Kurtuluş Savaşı kahramanlarımız anılmamıştır. Hutbede yerel seçimler öncesi iktidarın büyük ve yavru ortağının kullandığı kötü dil seçilmiş, 'Zillet'e gönderme yapılarak 'Aziz milletimiz hiçbir zilletin boyunduruğu altına girmeyecektir' cümlesi okunmuş, camilerde siyaset yapılmıştır. Hiç kimse unutmasın, Atatürk olmasaydı camilerimizde ezan okunmazdı. Camilerimize siyaseti sokan, Müslümanı Müslümana düşüren Diyanet İşleri Başkanı bırakmakta geç kaldığı o koltuğu derhal bırakmalıdır. Yüce dinimizi siyasete alet eden, Atatürk düşmanlığı yapan Ali Erbaş, siyaset yapmak istiyorsa cüppesini çıkarsın' dedi.

Elçiye zeval olmaz derler…

Bu konuda, her iki görüşün de düşüncelerini yansıtarak, yorumu sizlerin takdirine bırakıyorum…

Büyük kurtarıcımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarıyla, ebediyete intikal etmiş olan Aziz Şehitlerimizi ve Gazilerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anarken; hayatta olan değerli Gazilerimize de Allah'tan sağlık, huzur ve mutluluk dolu uzun ömürler diliyorum…

Yüce Atatürk'ün ışığıyla aydınlanan ve yolunda ilerleyen bir Türkiye'de yaşayacağımız güzel günler dileğiyle…

Hoşça kalın… Dostça kalın…