Herkese merhabalar. Siyaset konuşmayı, tartışmayı hatta yazmayı da çok sevmem. Fakat işimiz gereği tüm siyasi haberlere de hakimiz. Bugünlerde her haber bülteninde İstanbul Yenikapı'ya getirilen araçları izliyoruz. İstanbul'a yeni seçilen belediye başkanına göre hizmet fazlası olan 730 araç israfı gözler önüne sermek amaçlı Yenikapı'da sergilendi. Olay yeni seçilen başkana göre israftı. İstanbul seçimlerden yenilgi ile çıkan partililer ise bu araçların hizmet aracı olduğunu, yeni başkanın şov yaptığını iddia ederek bunu reddetti.

Her iki taraf birbirlerini yalancılıkla suçladı. Vatandaşın kafası karışık. Sokaktaki vatandaş da hiçbir bilgisi olmadığı halde sadece oy verdiği partinin açıklamalarını haklı buluyor. Suçlu kim peki? Bence suçlu ortada bu kadar ciddi iddialar varken gerekeni yapmayan adalet sistemi. Yargı neden, kimin suçlu kimin suçsuz olduğuna karar vermiyor? Gözle görülen somut deliller varken bağımsız yargı 'Bu israftır ya da değildir, iftiradır' neden diyemiyor? Siyasiler kendi aralarında çekişirken suçu yine halk çekmeye devam ediyor. Metro pahalanıyor, taksi ücretleri artıyor, doğal gaz el yakıyor. Cezayı yine sokaktaki halk çekiyor.

Siyasilere naçizane önerim; birilerinin yolsuzluk yaptığını düşünüyorsanız bu ülkenin cumhuriyet savcılıklarına mutlaka suç duyurusunda bulunun. Kimsenin yediği hak yanına kalmasın. Peygamberimizin, 'Devlet malından bir hırka bile olsa aşıran, çalan savaşta bile ölse şehit düşmez' hadisini unutmayalım. İsrafı basitleştiren açıklamalar yapan siyasilere bu ülkede maddi durumlarında dolayı okula gidemeyen, çocuğuna ayakkabı alamayan babaları hatırlatmak isterim. Partisi ne olursa olsun kul hakkı yemeyen, halkın içinde, halka beraber olan siyasiler ve idareciler istiyor bu halk. Yarınınızın bugünden güzel olması dileğiyle. Kalın sağlıcakla.