Toplumun ekonomik ve sosyal olarak en zor koşullarda yaşam mücadelesi veren kesimini emekliler oluşturuyor.

DİSK-AR'ın Türkiye'de Emeklilerin Durumu Raporu verilerine göre, Türkiye'de 12 milyonu aşan emekli maaşı alan kişi var. Bunların 8 milyonu kendi emekli olduğu için aylık alırken 4 milyonu da hak sahibi yakını (dul ve yetim) olarak kayıtlara geçiyor. Diğer yandan EYT (emeklilikte yaşa takılanlar)'ın durumu hala belirsizliğini koruyor.

Sorunlarının çözümü için, emeklilerin örgütlenmekten başka çareleri de yok.

Bu alanda kurulmuş, birçok dernek ve sendika var. Bunlardan, 'Tüm Emekliler Sendikası'nın kuruluş için yaptığı başvuruyu, Ankara Valiliği reddederek işleme koymamıştı. Ankara 8. İdare Mahkemesi ise, 'Sendika kurmanın izne bağlı olmadığını' belirterek, valiliğin kararını hukuka aykırı buldu.

Valilik, 'Emeklilerin istihdam dışı gruplar olduğu, sendika kurmalarının yasal dayanağının bulunmadığı ve mevcut durumda sendika kurmalarının mümkün olmadığı' nı savunmuş; mahkeme ise , 'Hukuk sistemimizde sendikaların kuruluşunun izin sistemine değil, serbest kurulum sistemine tabi olduğu' kaydedilen kararda, belirtilen şartlar yerine getirilerek belge ve tüzüklerin ilgili valiliğe verilmesi ile sendika veya konfederasyonun tüzel kişilik kazanacağı belirtildi.

Böylece mahkemenin kararıyla, yaklaşık 13 milyon emekliye sendikalaşma yolu açıldı.

Şimdi, birleşik, bağımsız ve güçlü bir örgütlenme yaratmaları, emeklilerin önünde tarihsel bir görev olarak duruyor. 'Küçük olsun, benim olsun' mantığı ile oluşan dağınık, parçalı yapılarla emeklilerin sorunlarının çözülemeyeceğinin de bilinmesi gerekiyor…