Şair Asya;

'Çarşıda- pazarda güven isteyen, / İnşallah demiş ki SENİ beklerler.

Kuma gömülürken günahsız kızlar, / Eyvallah, demiş ki SENİ beklerler.

Köleler, fakirler, dullar, yetimler, /Gör Allah demiş ki SENİ beklerler.' Demişken bir başka yerde de yine şair;

'Var olmaya sebep, aleme rahmet, / Son Peygamber doğdu ismi MUHAMMED!'

Dünyaya nur, alemlere rahmet doğmuştur O.

Süleyman Çelebi de Mevlid'inde bu doğumu şöyle dile getirmiştir:

'Amine Hatun Muhammed anesi. / Ol sedeften doğdu oldür danesi.

Çükü Abdullahtan oldu hamile, / Vakt erişti haftehü eyyam ile.

Hem Muhammed gelmesi oldu yakın, / Çok alametler belirdi gelmedin.

Ol Rabiulevvel ayı nicesi, / On ikinci gece isneyn gecesi.

Ol gece kim doğdu ol hayrülbeşer, / Anesi anda neler gördü neler..'

O'nun nuruna ve O'nun yüzü-suyu hürmetine gönderilmiş rahmete insanlık dünden daha fazla ihtiyacı vardır.

Müslümanlar bu bağlamda çağa ve çağın insanına tanıklık yapamamaktadır. Oysa Müslüman her çağda ve her çağın insanına tanıklık yapmak zorundadır. Çünkü Kur'an-ı Kerim Hz. Peygamber(sav) Müslümanlara, Müslümanlar da tüm insanlara tanıklık yapmaları gerektiğine özellikle vurgu yapmaktadır.

Müslümanlar güzel örnek olamadıklarının cezasını çekmektedirler. Her yerde horlananların ve kanları akanların Müslüman olduklarına tanık oluyoruz. Dünyanın mazlumları Müslümanlardır. Aslında bu Müslüman mazlumların zalimleri de Müslümanlardır.

O, ' NE ZALİM OLUNUZ VE NE DE MAZLUM' buyurmuşlardır. Bizler ikisinin de gönüllüleriyiz.

Ama, O'nun aydınlık yolu bu değildir.

Salat ve selan Ona olsun…[email protected]