Ülkemizdeki kadın cinayetleri gündemdeki yerini korumaya devam ediyor. Kadınlara yönelik sözlü, fiziki şiddetle birlikte ateşli silahla ,kesici aletle yaralama ve vahşice öldürme olayları herkesi isyan ettiriyor. Kadına yönelik şiddetin ve cinayetlerin tamamına yakının failinin eş,kardeş, sevgili, piskopat ve sapıklardan oluştuğu gerçeği isyanımızın dozunu artırıyor.
Gün geçmiyor ki bir kadın vahşi bir cinayete kurban gitmesin, ne acıdır ki cinayete kurban giden kadınların tamamına yakını bu vahşi cinayetlerin sinyalini önceden defalarca yetkili makamlara veriyorlar. Nedendir anlayamıyoruz, yetkili makamlar bu vahşi cinayetleri önleyemiyor. Kadınlar korumasız bir şekilde canavarına av olmaya devam ediyor. Devletin ve hukukun koruyamadığı kadınlar bir bir kara toprağın kara bağrına giriyor. Artık bu insanlık dışı kadın cinayetleri son bulsun, hiçbir kadın erkek cinayetine kurban gitmesin istiyoruz. Biz bu ülkenin vatandaşları bunları isterken , affın ve ceza indiriminin konuşuluyor olması, ısıtılıp ısıtılıp gündeme alınması canımızı sıkıyor. Nedendir bilmiyoruz tamda bunlar gündemi meşgul ederken, 20 yaşındaki kızımız Ceren Özdemir Ordu'da yaşadığı apartmanın kapısında bir erkek cinayetine kurban gitti. İdama karşıyız ya(!) Ceren Özdemir ,daha önce idam cezası verilmeyen adi bir katil tarafından katledildi. Eğer hukuk sistemi suçluya hak ettiği cezayı vermez ve çektirmezse, o suçlunun seri katile dönüşmesini kimse engelleyemez.Bu olayın bir kez daha ortaya koyduğu gerçek budur. Bu olayın zanlısı olarak yakalanan katilin ortaya koyduğu bu gerçek asla göz ardı edilmemelidir. Başka Cerenlerin ölmesini istemiyoruz. Türkiye'de kadın cinayetleri ne yazık ki tavan yapmaya devam ediyor. Ceren Özdemir'i hayattan koparan cani cezaevinde olsa bile hayatta olacak ve yaşamaya devam edecek .Ceren Özdemir ise 20 yaşında bütün hayalleriyle birlikte Ordunun Ulubey ilçesi Kumanlar köyünde toprak ve çiçek olacak. Buna hangi vicdan razı gelebilir. Hangi vicdan bu kadın cinayetlerini iyi halle ödüllendirebilir. Göz göre göre kadına yönelik cinayetler işleniyor ama kimsenin kalıcı bir çözüm ortaya koyduğu yok. Adalet Bakanının bile rahatsız olduğu kadın cinayetleri acaba ne zaman gündemden düşecek? Kadın cinayetlerinin bu kadar rahat işlenebiliyor olması herkesi düşündürüyor. Bu cinayetleri önlemede kim görevini yapmıyor,kim görevini savsaklıyor bilmiyoruz. Bu konuda hangi adım atılacak, kim hangi görevi ne şekilde ne zaman yapacaksa yapmak zorunda değil mi? kadınların, kadınlarımızın, annelerimizin ,kız kardeşlerimizin, eşlerimizin,kızlarımızın feryadını duymak ve gereğini yapmak zorundayız.

Türkiye'nin affa değil ,adalete ihtiyacı var. Bu yüzden af değil adalet istiyoruz. Öyle anlaşılıyor ki ne pişmanlık yasaları ne de Rahşan affı kimseye ders olmamış yakasına kravat takıp, takım elbise giyen iyi halden indirim alıyor. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi şimdi de cezaevlerini boşaltmanın yeni yolları tartışılıyor. Bir ülkede adalet olursa mahkum bile af istemez ,cezasına sonuna kadar razı gelir düşüncesindeyim. Aflarla ,ceza indirim infaz yasaları ile adaletin terazisi siyasiler tarafından bozulmaya devam edilirse ,daha çok kadınları ve daha çok Cerenleri cani katillerin elinden hiç kimse kurtaramaz. Kimin ne hakkı var ki , kadınlarımız bu kadar korumasız bırakılıyor. Uygulanmayan yasalar kadınları katillerin elinden kurtaramaz.