Sorumluluklarımız gereği yollardayız.
Gittiğimiz yerlerde gözlem yaparken, tecrübe de ediniyoruz.
Bu kez yolumuz Şehzadeler Şehri Amasya.
Yolların güzelliğini konuşurken şehre girişte baktık ki yol çalışmaları.
Her ilin trafik problemi var ama Amasya bu konuda dertli mi dertli.
'Nasıl trafik durumu?' diye sorduk Amasyalıya.
Bir söyledik bin işittik.
Şehirlerarası trafik kentliyi öylesine bezdirmiş ki…
'Yılan hikayesine döndü çevre yolu!' dediler.
Kayaların arasından kendine yeni alanlar arayan Amasya tarih kokuyor.
İlginç coğrafi yapısı buna eklenince Amasya mutlak görülmesi gereken yerlerden.
Yeşilırmak kenarında kordon boyu şehir için bulunmaz nimet.
Turizme kazandırılan Osmanlı evleri şehrin süsü.
Akşamları kaya mezarlarının ışıklandırılmış hali ise bambaşka.
Amasya kalesini ise anlatmaya bile gerek yok.
Ancak Amasya'yı rahatlatacak öncelik çevre yolunun bitmesi.
Bu kısa tespit sonrası davetlisi olduğumuz okulumuza yöneldik.
'Sora sora Bağdat bulunur.' sözünü telefonlardaki Navigasyon dama atmış.
Yeşilırmak boyu ilerlerken bir anda kendimizi tünelde bulduk.
Üç yıldır hizmet veren tünel şehir içi trafiğine küçük bir pansuman olmuş.
Açı Okulları açık büfe sabah kahvaltısı, öğle yemeği ve ikindi ikramıyla öğrencilere büyük hizmet veriyor. Biz de okulumuzun ikramı öğle yemeğinden nasiplenip miniklerle konferans salonunda buluştuk.
Yaş seviyesi düşünce zorlansak da her konferans bize ayrı bir deneyim sağlıyor.
Özellikle miniklerin ilgilerini çekmek, konudan kopmalarını önlemek ve anlatılanlara müdahil olmaları için azami dikkat etmeye çalışıyorum.
Özgüvenin bu tür etkinliklerde açığa çıkarılmasının önemine inanırken, miniklerin dimağlarında lösemiyle ilgili neler olduğunu ve onlara neler verebileceğimizi de kestirebiliyorum.
Son zamanlarda ilköğretimdeki çocuklarımız umut verici.
Açı okullarında cesaretle kalkan parmaklar mutlu etti beni.
Kızılay ile ilgili birbirinden farklı öylesine cevaplar aldım ki inanılmaz.
Kan bağışına gelene kadar neler söylemediler ki…
Konferansımız biterken 'Biz bitti demeden bu toplantı bitmez!' diyorlardı.
Soru yağmurundan Müdür Bey'in müdahil olmasıyla kurtulduk.
Bu ortamlar bazen 'keşke' dediğim inanın çok oluyor.
'Öğretmen mi olsaydım acaba?'... diye.
Teşekkürlerim minik yüreklere…