Beklenmedik zamanda yine geldi…

Kışın ayazı herkesin evlerinde olduğu bir saatte, fay hattı Marmara depremine yakın, 6,8 şiddetinde Elazığ'da harekete geçti.

Öylesine şiddetli ki endişelerimiz zirve yaptı.

'İnşallah çok fazla kaybımız olmaz' diyerek bir şeyler yapma duygusuyla ayaklandık.

Elazığ ve Malatya'nın bu zor günlerine sıcacık evlerimizde tanık olurken, vicdanlar en küçüğünden en büyüğüne kadar harekete geçti.

Önce devlet, refleksiyle hemen harekete geçti.

Bütün olanaklar seferber edilirken zamanla yarış başladı.

Kaybedilen her dakika bir cana mal olabilirdi.

Spor salonları, okullar, yurtlar, hatta camiler bile afetzedelere açıldı.

Sağlık hizmetleri en üst düzeye çıkarılırken, profesyonel kurtarma ekipleri 'Acaba sağlıklı bir cana ulaşabilir miyim?' diye her taşın altına elini atmaya başladı.

Öncelik hızlı bir şekilde enkaz altında olanlara ulaşabilmek.

Sağlıklı olanları korurken, zarar görenleri ayağa kaldırmak.

İlgili bakanlar gece yarısı afet merkezine ulaşırken, tüm gelişmeleri takip etmeye, düzgün organizasyonlarla önlemler almaya devam ediyor.

Malımızla, canımızla her şeyimizle bugünlerde Elazığ ve Malatya'dayız.

Amaç deprem öncesindeki sıcaklığı yeniden tesis edebilmek.

Hiç olmazsa kimse üşümesin, aç kalmasın, mağdur olmasın…

Başka illerin belediyeleri, kurum ve kuruluşlar, sivil toplum örgütleri tüm ekiplerini deprem bölgesine ulaştırmak için hazır olduklarını söylüyorlar.

Millet 'Ben daha ne yapabilirim?' duygularıyla yoğrulurken, 81 milyon enkazdan çıkan her yaralıyla seviniyor.

Ve birkaç saat öncesinde sosyal medyada bir konuşma.

Ailesini deprem bölgesinden uzaklaştırmak isteyen depremzede 'Elazığ'dan Konya'ya ailemi götürüyorum. Yol durumuyla ilgili bilgi almak istiyorum.' çağrısına başka bir ilden gelen ses.

'Sivas'a gelin. Evimiz size her zaman açık, istediğiniz kadar kalabilirsiniz.'

Bizi biz yapan, ayakta tutan duygular…

Devlet Millet Ayakta

Geçmiş Olsun Elazığ.

Bunu da atlatacağız inşallah!