Kavurucu yaz sıcaklarının ardından koskoca bir mevsimi daha geride bıraktık. İnsanların serinlemek için sahil kenarlarına ya da yaylalara sığındığı bir mevsimdir yaz mevsimi.
Aynı zamanda çiftçiler için hasat mevsiminin başlangıcı, bereket mevsimidir. Fındık üreticisinin fındık olan yerlerde yüzünün güldüğü olmayan yerlerde bir dahaki yıl için umutlandığı bir sezon oldu bu yaz.

Uzun bir kış uykusunun ardından bahar boyunca yaprakların yeşerip ürünün toplandığı bir mevsim de aynı zamanda yaz mevsimi.

Artık sonbahar mevsimi geldi, yapraklar solacak ve yere düşecek yavaş yavaş o kuruyan yapraklar yere düşünce gazel olacak. O yüzdendir ki gazel mevsimi de derler sonbahar mevsimine.

Yapraklar yere düşünce insanları hatta tüm canlıları bir hüzün kaplayacak,yeşillikler kaybolacak adeta kelleşecek her yer, yavaş yavaş kışa yaklaşacağız o yüzdendir ki hazan mevsimi de derler sonbahar mevsimine.

Son hasat mevsimi de aynı zamanda, tüm kışlıkların ambarlara konulduğu, yoğun bir hasat çalışmasının yapıldığı bir mevsimdir bu mevsim. O yüzdendir ki hasat mevsimidir sonbahar.
Tıpkı ömür gibi yaşamın ta kendisidir aslında tüm gözlemlediğimiz, önce doğarız, yeşeririz hızlı ve yoğun bir temponun ardından birde bakmışız ki mevsimlerde olduğu gibi yaşamımızın sonbaharına gelmişiz. Uzun bir mücadelenin verdiği yorgunluk, bıkkınlık ve ardından hüzün.
Balkonda otururken Ş.Ayhan Özışık ın bu mevsimle ilgili güzel bir eseri geldi aklıma,
Yine hazan mevsimi geldi, yine yaprakların peşi sıra gidecek,
Yine deli gönül, hüsranını,hicranını yanlız başına çekecek .

Daha neler gelmiyor ki bu hüzünlü mevsimde; üstelik hüznü en yoğun biçimde yaşamış olan bendenizin aklına.

Hüzündür bu bazen deli dalgalarla gelir, bazen de ilahi adaletin tecellisi olarak ölümle gelir, ama gelir...

Hüzünlerin az yaşandığı hep ilkbahar yeşilliğiyle,yaz sıcaklığıyla dolu bir yaşam sürmeniz dileğiyle...