Duygusal Uyarılma Derecesi: Yüksek ilgilenime sahip tüketiciler düşük ilgilenime sahip tüketicilere nazaran, daha fazla duygusal olarak uyarılırlar. Yüksek ilgilenime sahip tüketicilerin daha fazla bilgi analiz etmeleri, daha derinlemesine değerlendirme yapmaları daha fazla ve güçlü duygu geliştirmelerine sebep olur.
Bilgi Aktarımı : Yüksek ilgilenime sahip tüketiciler düşük ilgilenime sahip tüketicilere nazaran daha fazla bilgi toplamak ve etraflarına daha fazla bilgi aktarmak isterler ve bu yönde çaba gösterirler. Yani yüksek ilgilenime sahip tüketiciler daha fazla ağızdan ağza (word of mouth) iletişimde bulunurlar. Viral pazarlama faaliyetine katılan kişiler de yüksek ilgilenime sahiptir. Bir partiye ilgilenimi yüksek olan , o partiye sıkı sıkıya bağlı olan bir kişinin etrafındakilere daha sık ve daha fazla bilgi aktarımı eğilimi vardır. Sadık müşterilerin ilgilenimleri fazladır. Ve etraflarına ürün ve firma hakkında olumlu bilgi yayma eğilimleri fazladır.
Kişisel Faktörler : Ürünün imajı, ne türlü ihtiyaçları tatmin ettiği ile tüketicinin ihtiyaçları , kişisel benlik anlayışı , kendi imajı ve değerleri arasındaki bağlılık ve uyum derecesi bireyin ilgilenim derecesini belirler. Hedef kitlenin ihtiyaçlarının, değerlerinin ve benlik anlayışının veya anlayışlarının öğrenilerek bunların pazarlama bileşenlerinde (örneğin marka adı, imajı, paketi, pazarlama mesajları) belirgin bir şekilde ortaya konması gerekmektedir. Burada bireyin ilgilenimini etkileyen faktörler arasında kültür, değerler, yaşam biçimleri, vb. gibi faktörler de göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin, bir yandan Avrupa ülkelerinde yaşayan Türkler Eurovision Şarkı Yarışması nı izleyip, yarışmada ülkelerini desteklemek için telefonla oy kullanırken, diğer yandan pek çok batı Avrupa ülkesi vatandaşı bu konuda çok düşük bir ilgilenime sahip olmakta, bu nedenle bu yarışmada oy kullanmakta, hatta nüfusun çok önemli bir kısmı bu yarışmaları televizyondan dahi izlememektedir.
Ürün ile İlgili Faktörler: Genel olarak bir ürünün tüketici açısından ifade ettiği risk derecesi arttıkça, o ürüne karşı ilgilenim miktarı artar. Yüksel ve Yüksel turizm sektöründe yaptıkları araştırmada riskin satın alma niyeti ve sadakati azalttığını tespit etmiştir. Fakat risk denince akla sadece parasal gelmemelidir. Bazı durumlarda diğer risk türleri, örneğin sosyal veya psikolojik risk daha ağır basabilir. Böyle bir durumda tüketicinin satın aldığı bilgisayar veya takım elbise, evine aldığı mobilyadan daha fazla sosyalist veya psikolojik risk taşıdığı için daha fazla ilgilenime yol açabilir. Türkiye de gecekonduların önlerinde park etmiş durumda olan Amerikan veya Avrupa menşeli otomobiller bu ürünlerin evdeki hangi aile fertlerinin nelere karşı daha fazla ilgilenen derecesine sahip olduklarını göstermektedir. Yine, bir ürünün hedonik (haz) değeri arttıkça ilgilenimi de artar. Ürünlerin hedonik değerleri artırılarak ilgilenim dereceleri artırılabilir tüketicilerin has arayışları onları daha fazla yoğunlaşmaya yöneltir. Örneğin, kahve hedonik (haz) değeri yüksek bir ürün olduğu için ABD de tüketiciler genel olarak kahve satın almalarını önemserler ve ilgilenimleri fazladır.
Endorphin maddesi içeren muz, penilatilmanın içeren çikolata ve çilek, dondurma, üzüm ve portakal gibi yiyeceklerde insanı mutlu eden, haz veren yiyeceklerdendir.
Son olarak, bir ürünün tüketimi ne kadar gözönünde yapılıyorsa (sosyal ve psikolojik risk nedeniyle) ilgilenimi de o kadar fazla olacaktır.
Durumsal Faktörler: Satın almanın gerçekleştiği durum ve ortamda ilgilenim açısından oldukça önemlidir. Önem verilen bir arkadaş için doğum günü hediyesi seçerken ilgilenim düzeyi, tüketici kendisi için sıradan bir ürün aldığı zamandakinden yüksektir.
İşletmelerin bu durumları yakından takip edip ona göre strateji tespit etmeleri gerekir.