“Unutursun milletim yine çok çabuk unutursun.
Gölcük depremindeki elinde ekmekle ağlayan o yaşlı adamı unuttuğun gibi,
Rize selindeki yan yana gömülenleri unuttuğun gibi,
Van depreminde tüm ailesini kaybeden kara lastikli çocuğu unuttuğun gibi,
Ayakkabısı yırtık şehit çocuğunu unuttuğun gibi...
Yırtık çoraplı maden işçisini de unutursun...
Hatırlamazsın
Hesap sormazsın
Malzemenden çalan müteahhide,
Ona göz yuman yetkiliye,
Dere yatağına ev yapıp satan şeytan temsilcilerine,
Kollama ucuzluğunda görmemezlikten gelene hesap sormazsın. Sordurmazsın.
Ar damarı çatlamışlara,
Koltuk sevdalılarına,
İstifa erdemi bir yana dursun pişkin pişkin sırıtanlara hesap sormazsın.
Taaa ki bir sonraki yoksul mezarlarının yan yana kazılmasına kadar.
Emin ol o zaman da yine hesap sormayacak, üzülecek ve ardından yine unutacaksın...”
Soma dan sonra yazılmıştı bu satırlar. Yazık ki Ermenek te haklı çıkardılar.
Çoktan gündemden düştüler bile…
En çok kola ile süt karıştırıldığında ortaya çıkan manzara paylaşılıyor sosyal âlemde.
18 gariban beden ise unutuldular.
E adı üstünde;
Garibandılar...
Söylemiştim benmerkezciliğini çok fazla sevmeyen biri olarak, Soma dramının ardından dile getirilmiş bir paylaşımdı bu.
Keşke yanılsaydık.
Ve keşke unutmasaydık.
Acılar, felaketler kaybedilişler toplumların bilerek ya da bilmeyerek yaptıkları hatalardan dönmeleri içindir oysa.
İnsan hayatının böylesi ucuz olduğu bir başka ülke var mı sizce.
Birililerinin doymayan egosuna kurban verilen yoksul hayatlar bizdeki kadar nerede fazla.
Türkiye de İş güvenliği eğitimi 20 gün sürerken, Almanya’da bu eğitim tam 3 yıl.
Soma dan sonra Maden Mühendisleri Odası hükümete bağlandı.
Sonuç ortada.
Peki ama kimin umurunda.
Sahi Ermenek’te iki garibanının cansız bedenine ulaşıldı, ya kalan 16 kişi?
Onlar yerin 375 m altında kurtarılmayı!!! Bekliyorlar.
Bedenlerinden çoktan geçti yakınları.
En azından ruhlarının huzura ermesini istiyorlar.
Bir mezarları olsun, taşı değil tahtası olan ve her ziyarette ağladıkları.
Yapabildikleri bir şey de yok zaten.