İşletmeleri yaşamları boyunca karşılaştığı en büyük sıkıntılardan birisi de kurum içinde olan güvensizlik sorunudur. Bu sorunu işletme sahipleri, kendilerine göre belirli stratejiler geliştirerek çözmeye çalışıyor iseler de maalesef çoğu işletmenin kurum içi güvensizlik sorunu yüzünden birçok sıkıntı yaşadığını biliyoruz.
İşletmeler yeni kuruldukları zaman çalışan sayısı az olduğu için kurum içi ilişkiler daha sıcak olmakta ve ilişkiler de aile ilişkileri sıcaklığında sürdürülmektedir. Satışların artması ile birlikte organizasyon yapısı da çeşitli birimlerin eklenmesi ile büyümekte ve bu büyümenin doğal bir sonucu olarak da şirket içerisinde huzursuzluklar da artmaya başlamaktadır. Özellikle satışların artması ile birlikte satış departmanı kendisini diğer departmanlardan daha farklı olarak görmeye başlar. Bu bakış açısı da “ben olmazsan bu şirket batar” şekline dönüşmeye başlar. Bir ileriki aşama ise satışçıların kendi departmanlarını diğer departmanlardan daha yüksekte görmesidir ki bu noktada departmanlar arası çatışmalar çıkmaya başlamaktadır.
Satış departmanının bu yaklaşımına karşılık üretim departmanı çalışanlarında “bizim departman üretim yapmaz ise sen neyi satacaksın” yaklaşımı başlar ki bu çatışma üretim ve satış departmanının olduğu her işletmede görülmektedir.
Her iki departmanın da dikkate alması gereken en temel gerçek ise müşteri olmazsa her iki departmana birden ihtiyacın olmayacağıdır. Dolayısı ile müşteri ve müşteri memnuniyeti olmazsa; her iki departmana da ihtiyaç olmayacaktır. Bunu şirketin en tepe yöneticisinden en alt kademe çalışanına kadar herkesin bilmesi gerekir. Bu gerçek aslında bu kadar basitken nasıl oluyor da şirket departmanları arasında böyle bir sıkıntı meydana gelebiliyor. İnsanın olduğu her yerde ego olgusu olduğu için bu tür sıkıntıların da ortaya çıkması gayet normal. Burada en önemli görevlerden birisi şirket üst yönetimine düşmektedir. Şirket üst yönetiminin bu noktada yapması gereken ise satış departmanının ve üretim departmanının aslında birbirlerinin iç müşterisi olduğu gerçeğini kavramalarını sağlamaktır. Üretim zamanında üretimi gerçekleştirmez ve satış departmanı da müşteri ile ilişkileri iyi geliştirmezse; o zaman işletme isterse dünyanın en iyi ürününü üretiyor olsun bir anlam ifade etmez.
İşletme içindeki tüm departmanlar birbirlerinin iç müşterisidir. Nihai ürünün ortaya çıkıncaya kadarki süreçte herkes birbirinin en önemli tedarikçisidir. Tedarik edilen şey, zamanında ilgili yerde olmadığı sürece müşteri de ihtiyacı olan ürünü zamanında teslim alamayacaktır. Bu noktada artık hangi departmanın ne kadar önemli olduğu hiçbir anlam ifade etmemektedir.
İşte bu yüzden an alt düzey kurum çalışanından en üst düzey kurum çalışanına kadar herkesin öğrenmesi gereken tek gerçek, müşterinin işletmenin yaşama kaynağı olduğu ve bu kaynağı da hiç kimsenin kurutmaya hakkı olmadığıdır.