Geçenlerde bir yerde bir hocamız yönetim gurusu Peter Drucker’ın güzel bir sözünü paylaşmış. Peter Drucker’a göre “bir şirketin iki temel fonksiyonu vardır. İnovasyon ve pazarlama. Pazarlama ve inovasyon sonuçları üretir, geri kalan her şey maliyettir”.
21. yüzyıl işletmeleri açısından çok önemli iki kavramı ortaya çıkardı. Bunlardan birincisi inovasyon ikincisi ise pazarlama.
İnovasyon, kelime anlamı itibari ile yenilik, yenilikçilik gibi anlamlara gelmektedir. Ancak inovasyon kavramını sadece yenilik anlamı ile anlamak son derece yanlış olur. İnovasyon artık günümüzde sadece yenilik anlamından sıyrılmış bilim ve teknolojinin son imkanları ile birlikte işletmeler için değer ve fark yaratan uygulamalar haline gelmiştir. Dolayısı ile inovasyon, sadece üretim departmanının yapacağı bir iş olmayıp işletmenin tüm kademelerinde çalışanların kendi departmanları için uygulayabilecekleri bir strateji haline gelmiştir. İnovasyon kavramı, sadece işletmeleri ilgilendiren bir kavram olmayıp bugün dünyada inovasyon endeksleri oluşturulmuş ve ilgili tüm kurum ve kuruluşlar bu endekse göre sıralanmaktadır. Dolayısı ile inovasyon kavramı sadece işletmeleri ilgilendiren bir kavram olmaktan çıkmış üniversitelerden tüm kamu kurum kuruluşlarına kadar herkesi ilgilendiren bir kavram haline gelmiştir. Türkiye’nin de bu endekste daha yukarılarda yer alabilmesi için ilkokul seviyelerinden üniversite sıralarına kadar eğitim sisteminin tüm kademelerinde inovasyon kavramı ve bu kavramın bize kazandıracakları bireylere anlatılmalı ve eğitim sistemi de inovatif düşünceyi teşvik edecek şekilde olmalıdır.
Çağımızda işletmeler üretim sorununu çözmüş durumdadır. Eskinden bir ürünün üretilmesi son derece önemli iken bugün gelinen noktada gemide bile üretim yapılacak düzeye gelinmiş ve işletmeler ürünlerini dünyanın her yerinde üretecek konuma ve pozisyona gelmiştir. Bunun bir diğer anlamı da işletmelerin artık alternatiflerinin bulunduğu ve tüketicilerin de bu alternatiften en fazla faydayı elde eden taraf olduğudur. Çünkü tüketici artık istediği ürünün istediği mecradan rahatlıkla satın alabilir pozisyona gelmiştir. Bu da işletmeleri daha ucuzunu ve daha kalitelisini müşterisine ulaştırmaya sevke zorlamıştır. Bunun için de işletmeler satış odaklı olmaktan çıkıp pazarlama odaklı olmaya zorlanmıştır. Müşteri memnuniyetini esas alan, müşterinin istek ve arzularını saptayarak faaliyetlerini bu çerçevede dizayn eden işletmelerin daha fazla kâr elde ettiği sadece kâr amaçlı olan işletmelerin ise zaman içinde yok olduğu bir dünyada yaşıyoruz. İşte tüm fonksiyonlar, bu memnuniyeti sağlamak için dizayn edilmektedir.
“Bir şirketin iki temel fonksiyonu vardır. İnovasyon ve pazarlama. Pazarlama ve inovasyon sonuçları üretir, geri kalan her şey maliyettir”.