Tarih sayfalarına destan yazmayı alışkanlık haline getirmiş bir milletin, kan, gözyaşı ile vücuda getirdiği ulu bir efsanenin üzerinden yüz yıl geçti.
Aradan geçen bu uzun zaman diliminde, her şeyden öte bir büyük derstir aslında Çanakkale.
Anlatmak gerekir. Bunun için de önce her anıyla anlamak.
Öyle ki;
Çanakkale;
Hiçbir çıkarı, sevdayı, atayı düşünmeden ölüme yürüme erdemidir.
Lafta değil, ruhta vatan sevgisidir.
İhanet değil, candan geçiştir.
Bol yıldızlı otellerde sınırsız mönüye çatal sallamak değil üzüm hoşafına talim yapmaktır.
Garibanın alın teri üzerinden hak aramak değil, gidip de dönmemek, galip de görmemektir.
Baba parası ile hava atmak değil, 15’inde şehadet şerbetini içmektir.
Bir dakikalık saygı duruşu değil, ömür boyu mahcubiyettir.
Şapkanı önüne koyup düşünmektir.
Dostu, düşmanı bilmektir.
Sırtından vurmamaktır.
Unutmamaktır.
Uyanmaktır.
Vefadır.
Duadır.
Yüzün varsa Helallik alabilmektir.
Mustafa Kemal, İsmet İnönü, Kazım Karabekir, Fevzi Çakmak, Nene Hatun, Dursun Çavuş’tur.
Anafartalar’dır,Sakarya’dır,Kocatepe’dir.
Çanakkale; Türkiye’dir.
Şehitlerimize saygı ve Çanakkale şehitlik ziyaretinin Milli Eğitim müfredatına getirilmesi dileğiyle...
Ki Çanakkale’yi ziyaret eden hiç kimse;
Banka hortumlamaz,
Dere yataklarına ev yapmaz,
Madenlerde kimseyi ölüme terk etmez,
Kadına el kaldırmaz,
Çöpe bebek atmaz,
Anne-babasını huzurevine bırakmaz,
Hainle pazarlık etmez,
Masumu ağlatmaz,
Haksızlık karşısında suspus olmaz,
İkiyüzlülük yapmaz,
Omurgasız olmaz,
Katil olmaz;
İnançlarını çıkarlarına alet etmez,
Yetim hakkı yemez,
Çalıyor ama çalışıyor da “demez.
Nokta kadar çıkar için virgül kadar eğilmez,
Dünün yanlışını bu gün doğru bellemez.
Anlık çıkar için yarınından vazgeçmez.
Çanakkale yi ziyaret eden;
Dostunu, arkadaşını, akrabasını, kişiliğini, insanlığını ve:
Vatanını satmaz !!!