“Çölü güzel yapan,bir yerlerde su kuyusu gizliyor olmasıdır.”(Küçük Prens)

Her yılsonu bütçe görüşmeleri öncesinde “asgari ücret” tartışmaları gündeme getirilir; dar gelirli insanlar beklenti içerisine sokulur, ‘dağ fare doğurur’ ve umutlar bir başka bütçeye kadar rafa kaldırılır.
Bu kez öyle olmadı.Seçim sürecinde,bütün siyasi partiler,açık artırma yapar gibi asgari ücret rakamları açıkladı.Herkesten düşük fiyat vermesine rağmen seçimleri kazanan hükümet ,1300 liralık asgari ücret sözünü gerçekleştirmek istiyor şimdi.
Asgari ücretin yoksulluk sınırının altında olduğunu gözlerden kaçırmak isteyen açgözlü işverenler,bastılar yaygarayı: “Yanarız!Batarız!..”diyerek maliyetlerdeki artışın devlet tarafından karşılanmasını istiyorlar.
Bu ne anlama geliyor: “Devlet sokaktaki dar gelirliden;işçiden, memurdan,emekliden topladığı doğrudan veya dolaylı vergilerle, işverene para kazandıran işçinin ücret artışını karşılasın!”
Ört ki ölem!..
Asgari ücretteki artış,tazminatları ve düşük emekli maaşlarını da doğal olarak etkileyecek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan,TÜRK -İŞ 22.Olağan Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada işverenlere seslenerek “1300 lira vereceksin,işveren olarak siz de kanaat ekonomisini öğrenin. dedi.
Yeni bütçe görüşmeleri öncesinde önemli bir beklenti de memurlarda var: Özellikle, öğretmenler ve polisler emekli maaşlarıyla geçinemeyecekleri kaygısıyla emekli olamıyor.Bu nedenle “ek gösterge”lerinin 3600 olmasını istiyorlar.
Hakları değil mi?..