Kapak tasarımını da kendisinin yaptığı ilk kitabında 46 şiirine yer veren İzmir Kent Hastanesi Patoloji Uzmanı Doç. Dr. Latife Doğanay Çağlayan, yazım hayatına öykü yazarak başladığını söyledi. Çağlayan, öykülerden şiire geçişini, meslektaşları için neden şiir yazdığını şöyle anlattı: 'Yazmaya çok önceki yıllarda başlamış, uzun süre ara vermiştim. Ama her zaman çok iyi şiir okuyucusuydum. Son yıllarda belki yaşımın ilerlemesi nedeniyle bir şeyler anlatmak, içimde birikmiş bazı duyguları insanlarla paylaşmak istedim. Önce öyküler yazmaya başladım. Ama o arada baktım şiir aradan öne çıkmaya çalışıyor. O yüzden sanki öykülerimi küçük birer şiir haline getirdim. Şiirlerimi okuyunca fark edecek okuyucular. Sanki her şiirde bir öykü var gibi. Şiir yazmak öykü yazmaya göre daha etkileyici gibi geldi bu dönemde bana. O yüzden ona ağırlık verdim. Yaklaşık 6-7 aydır yoğunlaştım şiirlere yeniden. Ama bu kitaptaki şiirlerin bazıları gençlik yıllarımda yazılmış şiirler. Bunu kitabın başında da belirttim. Fakat o dönem yazdığım şiirleri de bu günkü duygularıma göre küçük değişikliklerle kitaba koydum. Ama birçoğunu son dönemde yazdım. Bir patolog olarak zamanında adli ve tıbbi çok otopsi yaptım. Patologluğun bu en az bilinen ve uygulamada en az yapılan tarafıdır ama beni çok etkilemişti özünde; hayata bakış açımı, insanları değerlendirmemi' dedi.
Patalogların çok yoğun çalışan insanlar olduğunu kaydeden Çağlayan, 'Biz işimizi hep kapalı kapılar arkasında bir odada yaparız. Hastalar da bunu bilmez. Çok yoğun, yorucu çalışan insanlarız aslında. Belki onu da ifade etmek istedim. Hem işimizin zaman zaman ağır hastalıklarla zaman zaman insanların biyopsilerdeki umudu arayışlarıyla bir arada olması, ölüme hem yakın olmak hem hayatın içinde olmak. Onlar herhalde beni yoğun çalıştığım bir dönem duygulandırdı. Hem de meslektaşlarımın her zaman tıpta birazcık geride kaldığını düşündüm, onlara küçücük bir hediye etmek, onları öne çıkarmak istedim' diye konuştu.