Aylar gün, yıllar ay gibi...

Ömür dediğin şey su gibi akıp gidiyor işte...

950 yıl yaşadığı rivayet edilen Nuh Peygamber'e sormuşlar, "Dünyada ne buldun" diye...

O da "Dünya iki kapılı han. Birinden girdim, diğerinden çıktım" cevabını vermiş!..

Yani hayat kısa!..

Ölmeseydi, peygamberler ölmezdi...

Küçük meseleleri büyütüp, Kırıp dökmek yerine "tamir" edebilmeyi öğrenebilirsek hayatı güzelleştirmek mümkün!..

Aksine birtakım vesveselerle sırtlarda taşınan ağır yükler, insanları yormaktan başka işe yaramıyor...

Güzel bir söz var: 'Acı veriyorsa geçmiş, geçmemiş demektir" Mevlana ise "Dün dünde kaldı cancağızım. Bugün yeni şeyler söylemek lazım" demişti...

Kısa da olsa hayat, güzel yaşamak lazım!..

* * *

Genç Kim, yaşlı Sertabus yol arkadaşlığı ederken, kafasında hayata dair sorular vardı. 'Hayat neden bu kadar zor? Yoksa biz mi zorlaştırıyoruz? 'sorularının cevabını arıyordu.

Yaşlı Sertabus üzeri örtülü, oldukça ağır görünen büyük bir sepeti sırtında taşımaktadır. Kim, bu ağır sepeti taşımakta zorlanan Sertabus'a sepeti taşımayı teklif etse de yaşlı adam her seferinde ret eder. Genç adama, 'O senin benim yerime taşıyabileceğin bir şey değil. Kendim taşımam gereken bir şey. Bir gün kendi yolunda yürüyeceksin ve benimki kadar ağır bir sepet taşıyacaksın' der.

Kim, yol boyunca 'İnsanların neden kendine eziyet ettiklerini, yaşamın anlamını, sepetinde taşıdığı yükün ne olduğunu' sorup öğrenmeye çalışır ancak yaşlı adam

o soruları cevapsız bırakır. Bir süre sonra Sertabus, daha fazla yürüyemeyeceğini belirterek, dinlenmek ister. Oturduklarında, arkadaşının yol boyunca sorduğu "Sepetin içinde ne var" sorusunun cevabını verir.

'Bu sepette inandığım ama gerçek olmayan şeyler var. Onlar yolculuğum boyunca ağırlık yapan taşlardı. Şüphenin her çakıl taşının, tereddüt her kum tanesinin, yanılgının, önyargının yol boyunca taşıdığı her kilometre taşının ağırlığını sırtımda taşıdım. Bunlar olmadan çok ilerilere gidebilirdim. Hayalimde canlandırdığım insan olabilirdim. Ama gördüğün gibi yolun sonunda sadece bu ağırlıklarla baş başayım' der ve gözlerini kapatır. Yaşlı adam, orada hayata veda eder.

Kim, sepeti yaşlı adamın sırtından çözer ve üzerini büyük bir merakla açar. Ancak sepetin içinde hiçbir şey olmadığını görür. Şaşkınlık içindedir ama o soruların da cevabını bulmuştur. Yaşlının sırtında taşıdığı ve her yere götürdüğü ağır yük; korkular, varsayımlar ve pişmanlıklardır.

Kim, yolculuğun başında sorduğu sorunun cevabıdır bu. "Hayatı zorlaştıran bizleriz" der.

* * *

Bugününüz dünden daha iyi olsun. Sağlıklı ve huzurlu günler dileğiyle...