Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Almanya Başbakanı Angela Merkel ikili görüşme sonrası düzenledikleri ortak basın toplantısında konuşuyor.

4 yılı aşkın bir sürenin ardından bu defa Cumhurbaşkanı sıfatıyla Almanya'da bulunuyorum. Değerli dostum sayın Steinmeier'e nazik daveti için özellikle teşekkür ediyorum. Gerek sayın Cumhurbaşkanı, gerekse sayın şansölye nezdinde tüm Alman makamlarına misafirperverlikleri sebebiyle teşekkür ediyorum. Aynı şekilde Almanya ekonomi ve enerji bakanı, Ekim ayında kalabalık bir iş heyetiyle ülkemizi ziyaret edecek. Karşılıklı yakaladığımız bu ivmenin korunmasından, güçlendirilmesinden yanayız. Sayın Merkel ile görüşmemizde bir süredir çalışmayan mekanizmaları işler kılma noktasında fikir birliğine vardık. İkili ilişkilerimize dair konuları ele alma fırsatı bulduk. Kendileriyle yarın sabah bir araya gelerek etraflıca bu konuları görüşme fırsatı bulacağız. Biliyorsunuz bir darbe girişimini bizler hedeflerinden saptırdık. Darbeciler güçlü Türk demokrasisini rafa kaldırmayı başaramadılar.

VİZE SERBESTİSİ VURGUSU

Bu darbe girişiminde 251 insanımızı şehit verdik. FETÖ ve uzantılarıyla mücadele için anayasal bir mekanizma olan OHAL uygulamasına gittik. Demokrasimizi bu terör örgütünün tehdidinden kurtarmak için 2 yıl boyunca çok yoğun bir çaba sarf ettik. Bu noktada da önemli oranda başarı sağladık. 24 Haziran seçimleri sonrasında bu uygulamayı da kaldırdık. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle beraber ülkemiz yeniden reform yoluna girmiştir. Vize serbestisi konusunda kalan 6 kriteri en kısa zamanda yerine getirmeyi planlıyoruz. Vize serbestisinin sağlanması ve gümrük birliğinin güncelleştirilmesi hem Türkiye'nin hem AB'nin faydasına olacaktır. Bu kritik sürecin belli çevrelerin kaprislerine maruz bırakılmadan iletilmesini diliyoruz. Almanya'nın vereceği desteğe de büyük önem veriyoruz.Türkiye, başta Suriye krizi olmak üzere bölgesel konularda ciddi sorumluluk üstleniyor. Komşumuz Suriye'de 7 yıldır süren ve 1 milyon insanın hayatına mal olan zulmün bir an önce sona ermesini arzu ediyoruz. Almanya ile benzer bir yaklaşıma sahibiz. Şu an itibariyle 3,5 milyon mülteci ülkemize misafir edilmektedir. Burada Almanya'nın Suriye meselesinin insani boyutuna gösterdiği hassasiyet nedeniyle memnuniyetimi ifade etmek isterim.

Merkel:

"İnsanların tüm çıkarlarını koruduğumuzu, ayrımcılığa uğramadan burada barışçıl bir yaşam sürmeleri için elimizden geleni yaptığımızı söyledim. Elbette camilere yönelik saldırılar kabul edilemez. Camilere karşı saldırılara tavır almaktayız. Yabancı düşmanı saldırının 25'inci yıl dönümünde kendim de orada bulundum. Biz kesinlikle her türlü güvenlik önlemini alarak güven ortamını daha da sağlamlaştırmak istemekteyiz.Son yıllarda malum bazı köklü karşıtlıklar olmuştur. Farklı görüşmelerimiz olmuştur. Basın özgürlüğü gibi konular olmuştur. Son derece somut durumların da çözüme ulaşması bizi mutlu etti. Halen Alman vatandaşı olarak tutuklu olan bir takım insanlar var. Bu konuda da bir çözüm bulunması için katkıda bulunmaya çalışıyorum. Yarın tekrar görüşmemiz olacak. Bu konuları da ele alacağız. Almanya olarak istikrarlı bir Türkiye olsun istemekteyiz.

EKİM AYINDA DÖRTLÜ ZİRVE DÜŞÜNÜYORUZ

Göç konusunu ele aldık. Türkiye olağanüstü yüksek bir performans sergilemektedir. Suriye'den gelen 3 milyon kadar mülteciye ev sahipliği yapmaktadır. İdlib konusunu ele aldık. Orada kırılgan bir durum var. Rusya, Türkiye ve Fransız devlet başkanlarıyla birlikte ben de bir araya gelerek ekim ayının ortalarında dörtlü zirve düşünüyoruz. Belli yükümlülüklerimiz var. AB'nin özellikle mülteci projeleri için kaynakların bürokratik olmayan şekilde akmasını sağlamak istiyoruz. Terörle mücadele konusunda işbirliğimizi daha da iyileştirmek istiyoruz."