Liv Hospital Samsun Çocuk Nöroloji Kliniği'nden Uzm. Dr. Ozan Koçak, çocuklarda erken yaşta başlayan ekran kullanımının doğal gelişim süreçlerini etkilediğini ifade etti.

ÇOCUKLAR EVE HAPSOLDU

Uzm. Dr. Ozan Koçak çocuklarda ekran kullanımına bağlı görülen problemlere değinerek şunları söyledi: 'Günümüzde, genetik temeli olmayan gelişim geriliklerine giderek daha sık rastlanılıyor. İnsan vücudunda gelişimini en geç tamamlayan sinir sistemidir ve bu nedenle dış faktörlerin olumlu/olumsuz etkilerine açıktır. Köy hayatının ve şehirlerdeki mahalle kültürünün kaybolması ile çocuklar, sitelere ve apartman dairelerine mahkum hale geldi. Çocukların sağlıklı gelişim için gerekli uyaranlardan yoksun hale gelmesi, şehir yaşantısının zararlı uyaranlarına da yoğun şekilde maruz bırakılması sonucunda gelişimsel gerilikler giderek arttı. Olumsuz dış faktörler içerisinde ilk bahsetmemiz gereken kuşkusuz ekran maruziyetidir. Akıllı telefon, tablet, bilgisayar ve televizyonların çocuğun hayatına girme yaşı 12 ay altına inmiş durumda. Özellikle üç yaşından önce bu yanlış uyaranlara maruz kalan çocuklarda görülen olumsuz etkileri özetlersek; baş ağrısı, göz yanması, halsizlik, baş dönmesi, uyku ve beslenme bozuklukları, sosyal-duygusal iletişim problemleri, çevreye ilgisizlik özgüven eksikliği, davranış bozuklukları, emosyonel dengesizlik, konuşma, anlamlı jest ve mimikler, heceleme, ses çıkarma ve cümle kurma, algılama, bellek, yaratıcılık, hafıza problemleri ve akademik başarısızlık.'

ÇOCUKLARIMIZA YARARI YOK

İlk üç yıl ekran kullanımının bir yararı olmadığına dikkat çeken Koçak, 'Kendi deneyimlerimden gördüğüm, genellikle yemek yedirebilmek, ağlamasına engel olabilmek ve eve yorgun dönmek gibi nedenlerle çocuklarımızı ekranlarla baş başa bırakıyoruz. Ancak konuşma bozukluğundan otistik spektrum bozukluklarına kadar neden olduğumuz bozukluklarla belki de ömür boyu uğraşıyoruz. Özellikle ilk üç yaş içerisinde yaptığımız müdahalelerle tam düzelme sağlayabiliyoruz, ancak daha ileri yaşlarda bazı problemler kalıcı hale gelebiliyor. Günümüzde sıklığı giderek artan otistik bozukluklar, kalıtsal faktörlere de bağlı gelişebiliyor, ancak genetik zemini olmayan otistik bozukluklara köyde yetişen çocuklarda rastlamıyoruz. Şehir yaşantısından belki kaçamıyoruz ancak çocukları, özellikle ilk üç yaşta ekranlardan uzak tutmak bizim elimizde. Beynin gelişmesi için farklı nitelikte, uygun uyaranlar gerekiyor. En güzel uyaran, insan ilişkisi, doğa, oyun ve doğru eğitim. Özetle, özellikle ilk 3 yılda eğitici/öğretici programlar dahil hiçbir görsel programın çocuklarımıza yararı yok' diye konuştu.