Samsun Tabip Odası, Çarşamba ilçesi Eğercili Mahallesi'nde yapılması düşünülen biyokütle enerji santralinin halk sağlığına etkilerine ilişkin açıklama yaptı. Konuyla ilgili açıklama yapan Samsun Tabip Odası Başkanı Murat Erkan, söz konusu tesiste yılda 230 bin 064 ton, günde 630,3 ton yakıt yakılacağını ve 365 gün elektrik üretileceğini ifade etti.

SAĞLIĞA PEK ÇOK ETKİSİ VAR

Biyokütle kavramının, yağlı tohumlu bitkilerden, büyük sanayi tesisleri atıklarına kadar çok geniş bir yelpazede yer alan maddeleri tanımladığını ifade eden Başkan Erkan, 'Biyokütle kaynaklarından elektrik, ısı ve biyoyakıt üretilmektedir. Biyokütle kaynakları biyokimyasal veya termokimyasal çevrim yöntemleri ile enerji formuna çevrilmektedir. Kullanılan çevrim yöntemine göre başta termokimyasal doğrudan yakma olmak üzere, biyokütle tanımı içerisinde yer alan maddelerin sağlık ve çevre ile ilgili pek çok olumsuz etkisi söz konusudur. Odun ve orman atıklarının yakılması bu konuda ön plana çıkmaktadır. Odun yakma, özellikle eksik yanma durumunda, partikül madde (PM1, PM2.5, PM10) ve ağır metaller, polisiklik aromatik hidrokarbonlar (PAH), metan dışı uçucu organik bileşikler, kalıcı organik bileşikler ve karbon monoksit dahil olmak üzere insan sağlığına ve çevreye zararlı hava kirleticilerinin önemli bir kaynağı olabilir' şeklinde konuştu.

İKLİM İÇİN DE TEHLİKELİ

Başkan Erkan, 'Yakıt yakan herhangi bir enerji santrali çok sayıda hava kirletici üretecektir, ancak biyokütle enerji santrallerinin kömür veya gazla çalışan enerji santrallerinden daha fazla kirlilik yaratmasına yol açan iki temel faktör vardır. Birincisi, kimyasal ve enerji içeriği açısından biyokütle yakıtlarının doğal bileşimidir. Biyokütle enerji santralleri fosil yakıtlı santrallerden daha fazla CO2 yayarlar, çünkü odun ve diğer biyokütle türleri karbondan zengindir ama enerji açısından zengin değildir. Biyokütle santralleri aynı zamanda iklim için de bir tehlike oluşturmaktadır. Bu santraller büyük bir karbon kirletici olan kömürden elde edilen her megavat başına yaklaşık yüzde 50 daha fazla CO2 yayar. Uluslararası İklim Değişikliği Paneli'ne (International Panel on Climate Change, IPCC) göre, odun yakmak nedeniyle oluşan CO2 emisyonları, linyit yakmaya benzer olsalar da çoğu kömür türünü yakmaktan daha fazladır. Kaşıntı, kızarıklık, göz tahrişi, öksürük, burun tıkanıklığı, alerjik semptomlar, boğaz ağrısı ve solunum zorluğu riskleri biyokütle enerji santrallerinin yakınında yaşayanlar arasında daha belirgin olarak bulunmuştur. Araştırmada, biyokütle santrallerinden meydana gelen kirliliğin, santrallerin yakınlarındaki sakinlerde önemli sağlık sorunlarına neden olabileceği sonucuna varılmıştır' dedi.

KAMU YARARI GÖZETİLMELİ

Avrupa Sağlık ve Çevre Birliği'ne göre biyokütle enerji santrallerinin yol açabileceği halk sağlığı sorunları hakkında da bilgi veren Erkan, açıklamasını şöyle sürdürdü: 'Hava kirliliğine neden olan katı veya sıvı yakıtların yanması. Biyokütle besleme stokunun taşınması ve üretimi sırasında hava kirleticilerinin yol açtığı emisyonlar. Biyokütle üretiminin su mevcudiyetini, ekosistemleri ve biyoçeşitliliği olumsuz yönde etkileyebilmesi ve arazi için rekabetin yanı sıra artan gıda fiyatları ile sonuçlanabilmesi. Biyokütle üretiminde çeşitli çevresel sağlık etkilerine yol açan pestisitlerin kullanılması. Yukarıda aktarılan bilimsel değerlendirmeler ışığında biyokütle enerji santrallerinin halk sağlığı üzerine pek çok olumsuz etkilerinin olacağını yineliyoruz. Diğer taraftan, yaşanacak sağlık sorunlarının getireceği ekonomik yük ve bunun tetikleyeceği sosyal sorunlar da mutlaka dikkate alınmalıdır. Bu tür çevresel zararlı etkileri olan enerji yatırımlarından kamu yararı gözetilerek vazgeçilmelidir.'