Bursa iş dünyası, Türkiye'nin Suriye'nin İdlib bölgesinde terör unsurlarına karşı gerçekleştirdiği 'Bahar Kalkanı Harekâtı'na destek vermek maksadıyla örnek bir duruş sergiledi. Toplantıya, il ve ilçe oda ve borsalarının yanı sıra iş dünyası kuruluşları, sendika temsilcileri, BTSO Yönetim Kurulu ve Meclis üyeleri, BTSO Yüksek İstişâre Kurulu üyeleri katıldı. BTSO ev sahipliğinde düzenlenen toplantıda ortak bildiriyi BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay okudu. İş dünyası temsilcileri olarak her zaman milletin ve devletin yanında durduklarını belirten Başkan Burkay, "Vatanın huzuru, güvenliği ve mazlumları müdafaa etmek üzere üstlendikleri görevde şehit olan kahraman askerlerimize Allah'tan rahmet, yaralı Mehmetçiklerimize de âcil şifâlar diliyorum" dedi.
Suriye'de yaşanan zulümlere, yüzbinlerce sivilin zalimce katledilmesine, milyonların evinden, toprağından sürülmesine dünyanın sessiz kaldığını kaydeden Başkan Burkay, şöyle konuştu: "Türkiye'nin barış ve huzur odaklı çabalarıysa, ne yazık ki, pek çok ülkede karşılık görmedi. Karşımızda, insanlıktan nasibini almamış, bütün ahlâkî insanî ve dinî değerleri hiçe sayan, kendi yurttaşlarını bile topraklarından eden, canlarına kasteden zihniyete sahip bir rejim bulunuyor. Suriye'yi her geçen gün daha da ağır bir yıkıma sürüklüyor. Unutulmamalıdır ki ülkemizin millî güvenliği de sınırlarının ötesinde başlar. Türkiye, bölgenin huzura, istikrara ve barışa kavuşması için iradesini ortaya koymaktadır. Kahraman Mehmetçiğimiz sadece ülkemiz ve bulunduğumuz coğrafyanın değil, tüm dünyada güvenliğin temin edilmesi için canla başla mücadele içindedir. Uluslararası alanda da kritik öneme haiz olan bu operasyonu siyaset üstü olarak kabul etmeli ve tüm dinamiklerimizle kahraman ordumuzun arkasında tek ses tek yürek olmalıyız."
Rejim güçlerinin yapılan anlaşmalara uymayarak kahraman Mehmetçikleri kalleşçe pusuya düşürdüğünü ifade eden Başkan Burkay, "Bu saldırı, asla kabul edilemez. Dolayısıyla, masum insanları katleden ve ülkemizin güvenliğine de açık tehdit oluşturan bu rejim unsurlarına karşı sessiz kalmamız beklenemez. Tarihî ve kültürel bağlarımız bulunan, rejimin zulmünden kaçan Suriyeli kardeşlerimizin yaşama hakkını korumak tarihî insanî ve vicdanî sorumluluğumuzdur.
Türk devleti ve ordusu, bugüne kadar Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtlarıyla terör örgütlerine ve destekçilerine gereken cevabı en güçlü şekilde vermiştir. Elbette bu acımasız saldırının sahipleri bunun bedelini ödeyecektir. 'Bahar Kalkanı' harekâtıyla da bu bedeli ödemeye başlamışlardır" diye konuştu.