CHP Erzincan Kadın Kolları üyeleri, kadın cinayetleri ve şiddete karşı gerekli yasal adımların atılması ve toplumsal bilincin oluşması amacıyla parti binasında basın toplantısı düzenledi.
Seçil Can, korona virüs salgını döneminde, acil sayılmayacak davaların askıya alınması, adalet ve sosyal sistemin uygulamalarının gecikmesi, kadınlara yapılacak yardım ve yönlendirmeleri geciktirdiğini öne sürdü.
Can, şiddete uğrayan kadınların virüs bulaşma riskinden dolayı hastanelere gidip darp raporu almaktan çekindiklerini aktardı.
Bu dönemde, kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanun yükümlülüklerinin etkin şekilde yerine getirilemediğinin gözlendiğini savunan Can, "Şiddetin artışını durdurmalıyız. Bir kadının daha yaşam hakkının gasp edilmesine izin vermemek için her yerdeyiz. Kadınlar asla yalnız değildir." dedi.
CHP Erzincan Kadın Kolları Başkanı Seçil Can, basın açıklamasında şu metne yer verdi:
"Tüm dünyada ve Türkiye'de korona virüs ile birlikte olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Biliyoruz ki korona salgını süresince en çok etkilenen kesim işçiler, emekçiler, işsizler, yoksullar ve tabi ki kadınlardı. Bu süreçte ne yazık ki kadına yönelik şiddet çeşitli başvuru ve yargı mekanizmalarının işletilememesinden kaynaklı olarak daha da vahim bir noktaya geldiğini gördük. Yeni infaz yasasının oluşturduğu tahliyeler ise şiddeti artıran önemli bir unsura dönüştü. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun açıkladığı verilere göre Mayıs ayında 21 kadın kardeşimiz, Nisan ayında ise 20 kadın kardeşimiz erkekler tarafından katledildi. Daha birkaç gün önce Konya'da Nargül Yıldız, Muğla'da Zeynep Şenpınar, Manisa'da Gülnur kocabaş, Rize'de Rukiye Çerman ve Diyarbakır'da Nurcan Polat ve niceleri erkekler tarafından katledildi. Caydırıcı yasalar uygulanmadıkça, erkek akıl, erkek yargı, erkek devlet anlayışı değişmedikçe, kadınları güçlendirici önlemler alınmadıkça şiddet önlenemeyecek! Katillere hak ettikleri cezaları vermeden, toplum içine bırakanlar da bu suça ortaktır. Biz şiddeti öven tüm yaklaşımları teşhir edeceğiz, katillerin hak ettiği cezayı alması için bütün davaların sonuna kadar takipçisi olacağız. Nafakayı kaldırmak için yasa hazırlıkları yapanlar, 6284 sayılı yasayı kaldırmak isteyenler, İstanbul Sözleşmesi'nden devletin imzasını çekmesi için uğraşanlar katledilen kız kardeşlerimizin cinayetlerinin sorumlusudur. Tüm bu olumsuzluklara rağmen yaşam hakkımızı savunmaya devam edeceğiz! Nafaka ile ilgili değişiklik yapmanıza izin vermeyeceğiz, 6284 sayılı yasaya dokunamayacaksınız, İstanbul Sözleşmesi'ni tartışmaya açmanıza izin vermeyeceğiz. Aile içinde çizdiğiniz o sınırda yaşamayı kabul etmeyeceğiz. Kadınların 'Ölmek istemiyorum', 'Ölmeden koruyun beni', 'Beni öldürdükten sonra mı tutuklayacaksınız' çığlıklarının yükselmediği bir hayatı kuracağız! Yan yana gelerek, dayanışarak, yılmayarak, mücadele ederek kazanacağız. Hiçbir kadının saçının teli zarar görmeyene kadar, tam eşitlik sağlanana kadar meydanlarda olmaya devam edeceğiz. Bu memlekette özgür ve eşit yaşayacağımız, emeğin sömürülmediği şehirleri inşa edeceğiz. Yaşasın kadınlar! Yaşasın mücadelemiz"
Toplantıda, CHP il, ilçe ve gençlik kolları örgütlerinden üyeler de hazır bulundu.