Dr. Öğr. Üyesi Taylan Çakmak, Düzce Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü'nün amacını; yüzyıllardır süre gelen, atalarımızdan bizlere miras, klasik bitki ve hayvan ıslah yöntemlerine, güncel gelişmiş metotların ve teknolojinin imkânlarını doğru bir biçimde yorumlama, modern biyoteknolojik yöntemler kullanılarak üstün nitelikli bitki, hayvan ve mikroorganizma çeşitlerini geliştirme, modern bitki ve hayvan yetiştirme, üretim tekniklerini geliştirme, hastalık ve zararlılara karşı dayanıklı/toleranslı bitki çeşitleri ve genotipleri geliştirme gibi birçok alanda meslek becerisine sahip Tarımsal Biyoteknoloji alanında uzmanlaşmış Ziraat Mühendisleri yetiştirmek şeklinde açıkladı.

Tarım sektörüne yön veren öncü kuruluşlarda staj yapma imkanı
Düzce Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü'nde, Ülkemizin diğer Ziraat Fakülteleri'nde de olduğu gibi, Ziraat Mühendisliği genel dersleri ağırlıklı bir program uygulandığını belirten Çakmak, "Bununla birlikte ağırlıklı olarak Tarımsal Biyoteknoloji Bölüm derslerinin uygulamalı olarak eğitimleri verilecektir. Bölümümüzde lisans programına kayıt yaptıran öğrencilerimizin, Üniversitemizin aktif olarak faaliyet gösteren Erasmus+ öğrenci değişim programlarından istifade edebilmesi mümkündür. Bunun yanında öğrencilerimizin Ülkemiz tarım sektörüne yön veren öncü kuruluşlarda staj yapma imkânları da mevcuttur." ifadelerini kullandı. Bölgesel olarak Düzce'nin stratejik konumunun, bu bereketli topraklarda tarımı olmazsa olmaz bir konuma taşıdığına dikkat çeken Düzce Üniversitesi Öğretim Üyesi, "Öğrencilerimize bu imkânları tanıtmak, onların gelecekte alacağı kararları doğru bir biçimde şekillendirmek ve ülke ekonomisine katkılarını doğru bir biçimde yönlendirmek için çalışan, genç ve dinamik bir bölüme geleceklerini, ilimiz tarımı ile doğrudan etkileşim halinde olacakları verimli bir lisans eğitim dönemi geçireceklerini söyleyebilirim." şeklinde konuştu. Bölümün; genç ve dinamik yapısı ile Düzce Üniversitesi, Fakülte ve Bölüm bünyesinde bulunan imkânları en verimli biçimde, öğrencilerin uygulamalı eğitimleri alabilecekleri şekilde tasarlandığını söyleyen Çakmak, "Bizlere düşen, Üniversitemizin zengin altyapı ve laboratuvar imkânlarını en verimli bir biçimde kullanarak, öğrencilerimizin Tarımsal Biyoteknoloji Anabilim Dalı içerisindeki bütün teknik altyapıyı, güncel metotları ve çalışma olanaklarını uygulamalı olarak tanımalarını sağlayacak imkânları sunmaktır. Bununla beraber, öğrencilerimizin iyi birer Ziraat Mühendisleri olarak yetişmesinde katkıyı sağlayacak saha uygulamalı eğitimlerimiz de programımızı tercih eden öğrencilerimiz açısından önemli bir avantajdır. Üniversitemizin Merkez Laboratuvarı bizlere laboratuvar imkânları konusunda büyük kolaylıklar sunmaktadır." diyerek açıklamalarına devam etti.

Sabırlı olmak bölümü tercih edecek öğrenciler için önemli
Bölümü tercih edecek öğrencilerden yegâne beklentilerini, doğaya ve toprağına ilgili, saygılı, sabırlı ve meraklı olmaları şeklinde açıklayan Dr. Öğr. Üyesi Çakmak, "Doğaya ve doğal yaşam formlarına duyacakları doğal ilgi, onlar için ciddi motivasyon kaynağı olacaktır. Bununla beraber tarım/ziraatin yapısı gereği saha çalışmalarına uyumlu ve dayanıklı olmaları da onlar için ciddi bir avantaj sağlayacaktır. Hepsinden önemlisi de bana kalırsa sabırlı olmak, laboratuvar çalışmalarının ağırlıklı olduğu bölümümüz araştırmalarında onlara ciddi katkılar sunacaktır." dedi.

Mezun olduklarında birçok yetkinlik kazanacaklar
Dr. Öğr. Üyesi Taylan Çakmak, öğrencilerin mezun olduklarında; Tarımsal Biyoteknoloji alanının yanı sıra diğer Ziraat Mühendisliği alanlarında sahip olduğu temel bilgileri kullanarak karşılaşılan sorunları tespit etme, tanımlama, elde ettiği sonuçları yorumlama ve sorunları çözme becerisine sahip olacağını da sözlerine ekledi. Bitki ve hayvan ıslahı konularında klasik ıslah yöntemlerinin yanı sıra moleküler ıslah konularında teorik ve uygulamalı bilgi edinme, bu bilgileri doğru olarak kullanabilme ve aktarabilme yetenekleri kazanacak olan öğrencilerin, günümüz sürdürülebilir tarım sistemi içinde biyoteknolojik uygulamaları birleştirebilen, yenilikçi ve tarımın geleceğine yön veren bireyler olacağını vurguladı.