Seçimlere parti olarak girilip...

Adaylıklar...
Sıralamalar...
Daha da doğrusu...
Siyasi koltuklar...
Partilerin tüzel kişiliğini temsilen...
Genel merkezlerde olduğuna göre...
Koltukların gerçek sahibi partilerdir...
***
Milletvekilleri...
Belediye meclisi üyelikleri...
Samsun da olmasa bile...
İl genel meclisi üyelikleri bu kapsamdadır...
O koltuklara oturanlar...
Partinin kontenjanını doldurmaktadır...
Çünkü sistem budur...
Bu nedenle de...
Bu görevleri yaparken...
Partilerden yapılacak istifalar da...
Direkt olarak...
O görevler de düşmelidir!
***
Olur mu? diyenler elbette olacak...
Ancak o koltuklara oturtulan bir tek kişinin...
Bağımsız olarak aday olması durumunda...
Seçilebilme ihtimali yoktur...
(Birkaç istisna olabilir)...
Seçmen, kişilere değil partilere oy vermektedir...
Partiler yanlış bulunan isimleri dahi aday gösterse...
O partiye...
Düşünceye...
Paylaşım politikasına verilen oylarla...
O koltuklar doldurulmaktadır!
Mevcut seçim sistemine göre...
Adil ve hakkaniyetli olan budur!
***
O koltukların partileştirilmesi yerine kişiselleştirilmesi için...
Seçmenin kişisel tercih gösterebilmesine ihtiyaç vardır...
Partilerin adil bir yöntemle belirleyeceği...
Gerekli sayının 3-4 katı aday arasından yapılacak kişisel tercihler...
Milletvekili, meclis üyeliği gibi koltuklarda...
Kişisel hakkı ancak doğurabilir!
Ama...
Siyasi parti ve seçim kanunları...
Hiçbir adil uygulamaya sahip olmadığı gibi...
Bunda da gerekli hassasiyeti taşımamakta...
Partiden bir koltuğa seçilenler...
Sanki kendi alın terlerinin karşılığıymış gibi...
Partiden ayrılırken...
O koltuğu da beraberinde götürmektedir!
Tıpkı...
Tuğrul Türkeş vakasında olduğu gibi!