Net bir petrol ithalatçısı konumunda bulunan ülkemiz için petrol fiyatları ve sürdürülebir temini, stratejik bir öneme sahiptir.

Bu önem öylesine içselleştirilmiştir ki Türkiye, Hollanda nın Lahey şehrinde gerçekleştirilen 1980 Eurovision Şarkı Yarışması na Ajda Pekkan’ın seslendirdiği “Petrol” isimli şarkıyla katılmıştır!..

Latife etmeyi bir kenara bırakacak olursak, petrol fiyatlarındaki her 10 dolarlık bir düşüşün ülkemiz cari açığına yaklaşık 4 milyar dolar olumlu etkisinin olacağı, bunun da kümülatifte 13-14 milyar dolarlık bir azalmayı sağlayabileceğini söyleyebiliriz.

Petrol fiyatlarındaki düşüşün ülkemiz ekonomisindeki diğer olumlu bir etkisi ise enflasyon oranları üzerinde olacaktır. Petrol fiyatlarındaki her 10 dolar düşüş, tüketici fiyatları enflasyonuna yüzde 0,45 civarında olumlu yansıdığı kabulüyle 40 dolarlık düşüşün enflasyona olumlu etkisi yüzde 1,8 civarında olacaktır.

Gerçekleşebilecek iki olumlu etkinin ülkemiz büyüme rakamlarına yansımasını ise birlikte göreceğiz.

Petrol fiyatlarındaki düşüşün ithal enerji bağımlısı olan Avrupa Birliği ülkelerinin ekonomilerini de olumlu etkileyeceğini düşündüğümüzde yaşanan kriz nedeniyle azalan Türkiye AB ihracatında bir toparlanma görülebileceğinden söz edebiliriz.

Buraya kadar fiyatların ülkemiz açısından olumlu etkilerinden bahsettik. Şimdi diğer açıdan konuya bakmak gerekiyor.

Şu an için petrol arz rakamların petrol talebinin 1-2 milyon varil üzerinde. Arz miktarındaki bir azalma, petrol fiyatlarının tekrar yükselişinin önünü açabilir. Böyle bir gelişme geçmişe baktığımızda güçlü bir olasılık olarak yerini korumaktadır.

İkinci olumsuz gelişme ise 30 milyar doların üzerinde dış ticaretimizin olduğu ve petrol üreticisi konumundaki Rusya ekonomisindeki olumsuz gelişmeler.

Rusya’ya 7 milyar tutarında ağırlıklı olarak gıda, tekstil, konfeksiyon ve otomotiv ürünleri ihraç ediyoruz. Bunun karşılığında ise 25 milyar dolar tutarında petrol, doğalgaz, kömür başta olmak üzere ithalat gerçekleştiriyoruz.

Bunun yanı sıra yılda 4,3 milyon kişiyle Almanlardan sonra ikinci sırada Rus turistler ülkemizde tatil yapıyor.

Türk şirketlerinin Rusya’da yatırımlarının 5 milyar doları aştığını da unutmamak gerekiyor.

Rusya ya ihracat geçen yılın ocak - kasım döneminde 6 milyar 501 milyon 66 bin dolar seviyesinde gerçekleşmişti. Bu miktar bu senenin aynı aylarında yüzde 14,10 düşüşle 5 milyar 584 milyon 404 bin dolara geriledi.

Geçen yılın 11 ayında Türkiye nin ihracat yaptığı ülkeler arasında, Almanya, Irak ve İngiltere nin ardından 4 üncü sıraya kadar tırmanan Rusya, bu senenin aynı döneminde Almanya, Irak, İngiltere, İtalya ve Fransa dan sonra 6 ncı sırada yer bulabildi.

Otomotiv sektörümüzün Rusya’ya ihracat kaybı yüzde 30,65 , tekstil sektörümüzün ihracat kaybı yüzde 24,42 , deri sektörümüzün kaybı yüzde 16,46 ,hazır giyim sektörümüzün ihracat kaybı yüzde 12,82 , yaş meyve ve sebze sektörümüzdeki artış ise yüzde 6,15 civarında.

Süreçte kimin kazanıp kimin kaybettiğini birlikte göreceğiz. Asıl mesele büyük resme bakıp kazananlar arasında olabilmekte.