Hayat devam ediyor.
Toplumsal birlikteliklerdeki sevinçleri paylaşmaya devam.
Löseminin tedavi edilebilirliği ve bu yoldaki ortak mücadelenin sosyal dokuya katkısına ilişkin güzelliklerden birini bu sefer Çarşamba İlçemizde yaşadık.
'Çocukluğa elveda, delikanlılığa adım atmak istiyorum.' diyordu Yunus Emre.
Yıllar önce lösemiye yakalanan çocuğumuz ve ailesi için sıkıntılı dönem mazide kalmış; istenmeyen anı olarak hatırlanan sürecin ardından yeni bir dönem başlamıştı.
Sünnet davetini aldığımızda, bu güzelliğin toplumsal önemini düşündük.
Nasıl düşünmeyelim ki…
Ailenin bu tabloyu yakalaması sadece kendilerini ilgilendirmiyordu.
Bu aynı zamanda toplumdaki mutlulukların kapısını açıyor, benzer mücadeleyi yaşayanlara da örnek teşkil ediyordu.
Lösemiyi yenmek, başlı başına önemli bir kazanımdı.
Ailenin elde ettiği bu seviyeise herkese ümit veren bir değerdi.
Mutlulukların katlandığı böyle tabloları Mevlam herkese nasip etsin.
Y.Emre'ye bundan sonraki yaşamında sağlıklı ve mutlu yıllar diliyor, 'Allah damatlığını da göstersin.' diyoruz.
Mevlitli sünnet düğünüydü.
Çocuğumuzun sünnet merasiminde Anadolu insanımızın özverisini görmezden gelemezdik. İnsanımızın genlerine işlemiş dayanışması hakikaten gözlerimizi kamaştırdı.
Mutluluk paylaşma yarışında 'Bir elin nesi var iki elin sesi var!' diyenler, 'Bugün komşumun yanındayım, yarın o benim yanımda!' duruşuyla kadirşinaslığını gösteriyordu.
Düğünde küçük yavrumuzun geleceğiyle ilgili güzel dilekler.
Dillerde Kur'an ayetleri, ilahiler…
Yakından uzaktan gelen misafirlerin memnuniyetini üst düzeyde tutmak için yapılan muhteşem yardımlaşma.
Davete icabet edenlere cömertçe ikramlar…
Çarşambalı Y.Emremizin sünnetinin toplumsal bağını böyle değerlendirebiliriz.
Darısı diğer çocuklarımızın başına…
Herkesi ilgilendiren pozitif mesajları alan alsın istedik.
Evet, lösemi tedavi edilebilir hastalıktır.
Toplumsal değeri toplumun bizatihi sahibiyle paylaştınız.
Teşekkürler, Özçelik ailesi.