Gazeteci Tuncay Özkanın, Koza Grubuna sattığı Kanaltürkte
kendisini eleştirenlere karşı ağır hakaretlerde
bulunduğu açıklamalarını izlediniz mi?..
Kanaltürkün, borçları nedeniyle Maliye ile başı sıkıntıdaydı...
Reklam verenler,izlenen yayın politikası yüzünden
çekince içindeydi...
Mali sorunları yüzünden personele
ücret verilemediği de doğruydu...
Tüm bu olumsuzluklar, onu
TV kanalını satmak zorunda bırakmıştı...
Bu noktada hiç kimsenin
Özkana diyeceği bir şey olacağını sanmıyorum...
İtiraz, kanalın hükümet yanlısı
bir gruba satılmasınaydı...
Nasıl satarsın?..
Bu soruyu sorarak Özkanı eleştirenlerin para hakimiyetinin
kimde olduğundan zerre kadar haberi yok sanırım...
Sıkıntıyı çeken bilir...
Sosyal demokratlar istedi de vermedim mi? diyen Tuncay Özkanın
TV kanalını satmasını haklı buluyorum...
Hangi gruba sattığı da beni ilgilendirmiyor...
Ancak, onun kendisini eleştirenlere
karşı sarfettiği sözler, başı sıkıştığı zaman
hukuk diyen bir gazeteciye yakışmıyor...
Yanlış, eksik veya kasıtlı yazılan bir haberi düzeltmenin
yolları vardır...
Tekzip gönderirsin, yargıya başvurursun...
Mahkeme kararına rağmen
tekzip yayınlanmazsa,
karşı taraf ağır yaptırımlara razı olmuş demektir....
Kendisini eleştiren meslektaşlarına,
bir tek ana-avrat sövmediği
kalan Tuncay Özkan,
bu yasal yol yerine, TV kanalını bir silah gibi
kullanmayı tercih etmiştir...
Eleştirilere yanıt vermek hakkıdır ama
hakaret asla...
Adaleti hukuk yolunda
değil, başka adreslerde aramak
bir gazetecinin yapacağı iş değildir...
Kin ve düşmanlıklarını
gazete ve TV kanalları
kurarak, intikam duygularını
tatmin için kullananlar her dönemde olmuştur...
Hakaretlerle karşıtlarını sindirmeye
kalkışanların sonu
hep hüsran olmuştur...
Çünkü vatandaş her şeyin
farkındadır...