Kamu ve özel sektörüyle ayaktadır ülkemiz.
O kadar iç içedirler ki adeta ekonominin can damarıdırlar.
Geçtiğimiz günlerde Kavak Organize Sanayi Bölgesi'ndeydim.
Amasya'da lösemiyle ilgili sunum sonrası, ziyaretimizi geciktirdiğimiz fabrikaya hayırlı olsun demekti amacım.
Ama ne gecikme…
Kavak'ta on yıldır üretim yaptıklarını öğrenince açıkçası mahcup olduk.
Meşale Kazan Sanayi sahibi işadamı Mustafa AYDIN karşıladı bizi.
O lösemili çocuklar ve ailelerinin amcası, abisi…
Hızlı bir şekilde fabrikayı gezerken bir taraftan sohbet ediyoruz.
Meşale dendiğinde çay kazanı aklıma gelirdi ama kazan üretimini aşan binlerce farklı ürünle üretim kalemlerini zenginleştirmişler.
Ürettikleri çay kazanının 5.800 farklı çeşidini yaptıkları halde.
Yakın zamanda Samsun'da ürünlerini sergileyip satışa sunacakları bir yer açmayı tasarlıyorlar.
Neler üretmiyorlar ki…
Aklınıza gelebilecek her türlü bakır hediyelik eşyadan, endüstriyel ürünlere, ülke dışı kapı teslimi soğutma sistemlerine kadar…
Soruyorum imalat aşamasında gördüğüm ürünü.
'Bu devasa endüstriyel mutfak Arnavutluk'a gidecek' diyor AYDIN.
Bir günde gezip bitiremeyeceğim alana yayılmış bir fabrika.
'Kaç metrekare alanda üretim yapıyorsunuz' diye soruyorum.
'25.000'i kapalı olmak üzere tam 60.000 metrekare. Önümüzdeki günlerde kapalı alanımızı iki katına çıkaracağım' diyor AYDIN.
Ülkenin atardamarı özel sektörün katkısını görmezden gelemeyiz.
İstihdama ve ülke ekonomisine verdiği canlılık, ülke insanının ekmek kapısına vesile olmalarından dolayı.
'250'si fabrika da 200 kişi de dağıtım ağında olmak üzere, toplam 450 çalışanımızla haftanın beş günü çalışmaya ve büyümeye devam ediyoruz' diyor Aydın.
'Haftanın beş günü çalışıyoruz' derken, 'Biz aslında bir aile şirketiyiz' cümlesini de ekliyor.
Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği onlar için o kadar önemli ki…
'Uzmanım eksiklerimi söylemezse görevini ihmal etmiş sayarım. Üretimden önce çalışanın sağlığı' diyor.
150 metrekareyle Samsun'da eski sanayide işe başlamışlar.
Yirmi beş yıllık 'Meşale'
Büyüyerek ekonomiye hayat veriyor.