İki ay önce tanık olmuştum neşeli haline.
O gün tam tanışamamıştık.
Hayatının baharında yirmi üç yaşında lösemiye yakalanmış.
Kendilerini aradığımda ikinci adresleri hastanedeydiler.
Yine damarlarına girilmiş, tahlil için kan vermişlerdi.
Amacımız kendilerini biraz daha yakından tanımaktı; kan değerlerine göre hastaneye yatabileceklerini, yatmazlar ise bize döneceklerini söylediler.
Birkaç saat sonra tahlillerin iyi çıktığı haberini verdiler ve bizleri evlerine davet ettiler.
Kendini çok güzel ifade eden özgüveni yüksek kızımız.
Hasta olana kadar çalışarak beraber kaldığı annesine ekonomik katkı yapıyormuş.
Ne yazık ki beklenmeyen misafir hayatlarını tekrar alt üst etmiş.
Yıllar önce babasını kaybetmiş.
Annesi de böbrek yetmezliği nedeniyle on yıldır haftada üç kez diyalize giriyor.
Yıllarca sağlık problemi yaşayan annede altı çocuğundan en küçüğü olan kızının karşılaştığı durumdan dolayı, yaşadığı sağlık sorununu tamamen unutmuş.
Birbirlerine destek olabilme adına Samsun'da diğer erkek çocuğu ile aynı binada altlı üstlü oturma kararı almışlar.
Ağabeyin yükü haliyle daha da ağırlaşmış.
Zülfiye aslında lösemiyle yaptığı mücadeleye kısa sürede alışmış.
Hem de üç ay gibi kısa bir sürede.
Kendisine ailelere düzenlediğimiz moral günü sahnede yer alan lösemiyi yenen çocuklarımızı göstererek; 'Sende o maskeden kurtulacak ve bu çocuklarımız gibi moral arayanlara ilaç olacaksın. Ama biraz sabır' demiştim.
Hastalıkla nasıl tanıştıklarını merak ediyordum.
İştahsızlık ve halsizlik, akabinde gelen şiddetli sırt ağrılarıyla kendilerini bir gece yarısı hastanenin acilinde bulmuşlar. Kalple ilgili araştırmalar yapılırken, sevk edildikleri Tıp Fakültesinde kemik iliğine bakılmasıyla lösemi teşhisi kesinlik kazanmış.
Lösemiyi yenebilmek için en fazla kendisine görev düşüyor muhakkak ki.
Doktorların uyarılarına dikkat edip, istenmeyen bir enfeksiyondan kendisini kollayarak bu dönemlerin aşıldığını, lösemiyi yenip anne olan Serpillerin, Elif öğretmenlerin bugün mutlu bir şekilde yaşamlarına renk kattıklarından söz ettik.
Ziyaretlerimizin ana ekseninde hastalıkla ilgili gerçeklerle beraber umudu sunabilmek yatıyor.
Lösemiyi alt eden kahramanların gittikçe artması bizi çok sevindiriyor.
Görünen o ki moralini bozmayan Zülfiye, çoktan kararını vermiş.
Ve olanca özgüveniyle şöyle diyor.
'Lösemiyi ben de yeneceğim.'