Erkeği kadını, yaşlısı genci…
Beraber yaşıyoruz; ilçemizde, şehrimizde…
Şöyle bir düşünsek, geniş bir aileyiz değil mi?
Parmakla gösterilen bir ilçemiz var.
Atakum sahilinde yürümek bile her şeye değiyor.
İlçemizin futbol takımı Atakum Belediye Spor.
Takımı taraftarlar yalnız bırakmamaya çalışıyorlar.
Gün geçtikçe aileleri tribünlerde görmekle mutlu oluyoruz.
Ne kadar güzel, takımımıza hep beraber sahip çıkalım.
Bundan doğal bir şey olamaz.
Sporda aranan güzellikler centilmenlik ve dostluk.
Yere düşen oyuncuyu rakibin kaldırması tartışmasız en güzel görüntü.
Geçenlerde Atakum Belediye spor – Fatsa spor maçı.
Eşim, 'Bende izlemek istiyorum' dedi.
Hava güzel, protokol tribünü karşısında yer aldık.
Aman Allah'ım, almaz olaydık.
Önceki haftalardan da rahatsız olduğum tablo.
Sanki o tribün birileri tarafından parsellenmiş.
Yeni besteler, güfteler, koro halinde, hep bir ağızdan…
Akla hayale gelmeyecek ahlak dışı sözler sloganlaşmış.
Davul eşliğinde iğrenç sözlerin biri bitiyor, diğeri başlıyor.
İnanın birçoğu çok küçük yaşlarda çocuklarımız.
Üzülmemek elde değil.
Eşimin tribüne gelmesiyle ayrılması bir oldu.
'Ben gidiyorum böylemi maç seyrediyorsunuz?' dedi.
Tahammül etmeye çalıştım ama gelin bana sorun.
Görevli polis arkadaşlar taraftarlara; 'Aile var böyle tezahürat yapmayın' sözlerine 'Duymak istemeyen buraya gelmesin' şeklinde tepki verildiğini biliyorum.
Maçın bitiminde misafir takım seyircilerine saldırılar.
İş emniyet mensuplarının gaz sıkacak düzeyine kadar ilerlemiş.
Bugün Afrin'de şehadet şerbetini içen evlatlarımız var.
Maçta birbirlerini katledecek derecede kinlenen bu gençlerimiz, yarın Mehmetçiğin görevini üstlendiklerinde birbirlerine küfür mü edecek, yoksa kenetlenecekler mi?
Kaldı ki o tribünlerde huzur içinde olabilmek için şehadet şerbeti içen çocuklarımızın olduğu bugünlerde, bu görüntüler ilçemizi, mahallemizi, şehrimizi, ülkemizi sevenleri üzüyor.
Lütfen kendimize gelelim.
Tribünlerdeki o fotoğraflar.
Atakum'a asla yakışmıyor.