'Esas olan sadece yaşamak değil,

insana yakışır şekilde ve onurlu yaşamaktır.
Teslim olmadan, boyun eğmeden, sürünmeden,

el etek öpmeden yaşamaktır...' der Nazım.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Soğuk Savaş döneminde ABD'nin talepleri üzerine Sovyetlere karşı Vahabiliği yaymaya başladıklarını söyledi. Yani bölgede ve giderek tüm dünyada, insanları acımasızca katleden o terör örgütlerini bunlar kurmuş, korumuş ve insanlığın başına bela etmişlerdir. Taliban'ı, El Kaide'yi, Boko Haram'ı, El Nusra'yı, El Şebab'ı, IŞİD'i ve daha nicelerini, komünizme karşı örgütlediler ,beslediler, büyüttüler… Bütün bölge kan gölüne döndü, on binlerce masum insan katledildi, kentler yakılıp yıkıldı; harabeye döndü o güzelim ülkeler…

Biz de bu 'yeşil kuşak projesi'nden payımızı aldık.12 Eylül'le bütün demokratik kimliğimiz, değerlerimiz, geçmişimiz ve geleceğimiz iğdiş edildi. Yerine; kimliksiz, kişiliksiz, avantacı, yağmacı, faydacı, çıkarcı, gerici ve ırkçı zavallı bir toplum yaratıldı. Bütün tarikat örgütlenmeleri desteklendi, devlette yuvalanmalarına göz yumuldu. FETÖ, bunlardan sadece biriydi. Ve ülkeye nelere mal olduğu da ortada…

Devlette ve toplumun pek çok biriminde tarikatlar hala cirit atıyor. Yani, emperyalizmin, halkları Müslüman olan toplumlara biçtiği elbise, 'yeşil kuşak' projesi,devam etmektedir.

Bir il milli eğitim müdürü, 'başı açık kızları görünce sinirleniyorum!' derken, bir ilçe milli eğitim müdürü de işi şansa bırakmayıp ortaokuldaki kız çocuklarına türban dağıtıyor. Bir rektör, sarıkla makamında poz verirken, demokrasi isteyenlerin katledilmesi gerektiğini söyleyebiliyor bir diğeri…

Dünya Tiyatrolar Günü'nde Millet Meclisi'nde kadınların sahneye çıkmaları Başkan tarafından engelleniyor…

Bakanlık müsteşarı, MEB'in FETÖ' den tamamen temizlendiğini söylüyor(!)

Türkiye'de de emperyalizmin planı hala işliyor…

'Alçaklığın, hainliğin, ikiyüzlülüğün, puştluğun,

kısacası cümle kokuşmuşluğun at oynattığı bir dönemde

yaşamdan zevk alabilmek ancak zayıfların bahtiyarlığıdır.' diyordu ya usta, yıllar öncesinden.

Nasılsınız, bahtiyar mısınız?!..

Alpaslan ÇEPNİ