Yaşamda umutların dip yaptığı yerden çıkmak isteyenlere…
Mücadelede karamsarlıktan kurtulmaya çalışanlara…
Nasıl bu çıkmazdan kurtulabilirim? Diyerek medet umanlara…
Ve… 'Artık benden bu kadar' diyerek teslim bayrağı çekenlere…
Belki konuyla ilgili akademik bilgi sahibi değilizdir.
Belki yaşananlarla ilgili uzak veya yakın tecrübemiz yoktur.
Tıp adamı hiç olmayabiliriz.
Ancak hayata tutunmak isteyen eller beni ilgilendirmiyor diyemeyiz.
Toplumsal yaşamın, birlikteliğin, aynı ortamı paylaşmanın sorumluluklarını görmezden gelemeyiz.
Bizler bedenlerimizdeki umutların farkında mıyız acaba?
Bir haber; henüz bir yaşına girmeyen lösemili bebeğe aranan ilik bulunuyor ama iliğin sahibi bedenindeki iliği minik bebeğe vermekten vazgeçiyor.
Vazgeçmelerin çeşitli gerekçelerini biliyoruz ama bunun gerekçesi nedir bilmiyoruz.
Düşündüren çok hazin bir durum değil mi?
O bebek bizim bebeğimizde olabilir elbette.
Yaşama sarılmak isteyen, dünyadan da henüz haberi olmayan yavrunun çaresizliğine çare olabilecek bedenin sahibi, kendi iradesi veya başkalarının müdahil olmasıyla yapabileceği en kutsal davranıştan geri adım atıyor.
Adeta ayağına kadar gelen bir fırsatı tepiyor.
Yaklaşık altı ay önce İstiklal İlköğretim Okulu'nun başlattığı çalışma.
Okulumuz öğrenci, öğretmen ve velileriyle her hafta beraber oluyoruz.
Herkesle paylaştığım bir cümleyi kendileriyle de sık sık paylaşıyorum.
'Hayatta parayı bulmak ev, araba, yat, kat almak mümkün. Ama insanlara umut olabilecek, onları hayata bağlayabilecek bedenlerdeki umutlar insanlığa sunulmadığı takdirde dünya elimizin altında olsa bir anlamı yok.'
Lösemi ve kan hastalıklarıyla ilgili mücadelede kan, trombosit ve ilik bağışı konusunu her alanda dillendirmeye ve bu anlamda bir bilinç oluşmasına çalışıyoruz.
Okulumuz öğretmenleri de konuyu öylesine önemsiyorlar ki, bir kişinin dahi bu mücadelede ne kadar önemli kazanç olabileceğini ifade ediyorlar.
Projeye dönüştürdükleri çalışmalarında amaç duyarlılığı zirveye taşımak.
Bazen bizler okulda, bazen okulumuzdan guruplarla dernek yerimizde buluşuyoruz.
Öğrencilerimiz lösemili arkadaşlarıyla ilgili duygularını içeren yazdıklarını geçtiğimiz günlerde bize ilettiler. Çok ama çok anlamlı cümlelerdi o mektuplar.
Burada tek önemsediğimiz bedenlerdeki umutların açığa çıkarılması.
Okulumuzun 'Umudum Ol!' projesi.
Proje umutsuzlukları, karamsarlıkları kaldırıp, hayata tutunmak ve tutundurmak için nelerin yapabileceğini anlatıyor.
Umut olalım, umutlarımızı yitirmeyelim.
'Donör olun hayat kurtarın' diye haykırıyorlar.
En güzeli 'Umut' edelim diyorlar.
'Her kim bir can kurtarırsa, bütün insanları kurtarmış gibi olur.'
Maide süresi 32. Ayet
Yaşarken sahip olunabilecek en güzel değer.
İstiklal İlköğretim Okulu öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz ve velilerimiz.
Duyarlılığınız için çok teşekkür ediyoruz.