486 seri nolu VUK genel tebliği ile usul ve esasları açıklandığı üzere, 01/01/2018 tarihinden itibaren Serbest Meslek Kazanç Defteri kağıt ortamında tutulmamakta, 'Defter Beyan Sistemi ' ile GİB internet sisteminden tutulmaktadır.

Bilindiği üzere 01/01/2019 tarihinden itibaren de artık İşletme Defterleri de kağıt ortamında tutulmayacaktır. Artık İşletme defterleri de ' Defter Beyan Sistemi ' ile GİB internet sisteminden tutulacaktır. Konu ile ilgili olarak daha önce VUK 486 seri nolu VUK genel tebliği ile usul ve esasları açıklanmıştır. Gelir vergisi mükellefi olan İşletme Defteri tutan mükelleflerin 31/12/2018 tarihine kadar başvuru yapmaları gerekmektedir.

Defter-Beyan Sistemi nedir: Serbest meslek erbabı, işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler ile basit usule tabi olan mükelleflerin kayıtlarının elektronik ortamda tutulması, bu mükelleflerden defter tutmak zorunda olanların defterlerinin bu kayıtlardan hareketle elektronik ortamda oluşturulması ve saklanması, vergi beyannamesi, bildirim ve dilekçelerin elektronik ortamda verilebilmesi ile elektronik ortamda belge düzenlenebilmesini sağlayan sistemdir.

Şimdi bu gelişmeler ışığında muhasebe mesleğinin geçmiş, mevcut ve gelecekteki durumunun ne olduğuna ve olacağına kısaca bir bakalım. Meslekteki hızlı değişimi görebilmek için çok fazla gerilere gitmeye gerek yok. Muhasebe mesleğine 80 li yılların öncesinde başlamış olanlar için muhasebe defteri denilince akla İtalyan usulü defterler, Amerikan usulü defterler, kalamozalar, primanotalar, ambar fişleri vb birçok kayıt belgesi gelir. Tabii elde doldurulan sayfalar dolusu beyannameler, daktilolar, facıt hesap makinaları…Dolmakalemlerin en iyisi seçilir, defterler matbaa harflerine özenilerek yazılırdı.

Tek düzen hesap sistemi yoktu ama camia hesap planını bir şekilde uyguluyordu, desimal sistem, nümerik sistem vb. gibi.

90 lı yılların hemen başında meslek yasasının yayınlanması ile birlikte mesleki örgütlenme başladı ve 01.01.1994 itibarıyla Tek Düzen Hesap Planı uygulamasına geçildi. Artık meslek mensubunun hayatına bilgisayar girmiş elle tutulan defterler yerini A4 lere veya sürekli formlara bırakmıştı. Kalamozalar, primanotalar ortadan kalkmış daktilolar ve facıt hesap makineleri de müzelerdeki yerini alıyordu. Değişim aslında gelişen teknoloji ile birlikte kendisini hissettirmeye başlamıştı bile.

Bugün artık e-defter gündemdedir. 01.01.2018 itibarıyla Serbest meslek kazanç defterleri artık kağıt ortamında tutulmamaktadır ve defter beyan sistemi yaygınlaşmaya devam etmektedir.

Nitekim 01.01.2019 dan itibaren işletme defterleri de artık kağıt ortamında tutulmayacaktır. Sanıldığı kadar kolay da değildir bu yeni sistem ve mutlaka teknolojiye ayak uydurmak gerekmektedir.

İşin özü şudur. Artık bir devir kapanmaktadır ve eski düzene göre muhasebe mesleğinin sürdürülmesi söz konusu bile olmayacaktır. Yani sistem kendisine ayak uyduramayanı diskalifiye edecektir.

Defter beyan sisteminin ayak sesleri budur.

Gelişen teknolojide ülkemiz nerede, meslek mensubu bu gelişmede ne yapmak durumundadır?

Uzun süre onurla başkanlığını yaptığım Samsun SMMMO da bu soruya cevap aramış ve 15 Eylül 2001 tarihinde SSMMMO - OMÜ - TÜBİTAK işbirliği ile Samsun da ' E-Türkiye, E-Devlet ve Muhasebe Mesleğinin Geleceği' konulu bir paneli gerçekleştirmiştik. Panelin ardından konuyla ilgili olarak bu sütunlarda 20 Eylül 2001 tarihinde ' Teknolojinin Ne Tarafındayız ?' başlığı ile paneli özetlemiş ve ortaya konulan sonuçları okurlarla paylaşmıştım. Söz konusu makalenin sadece meslek mensuplarına yönelik olan paragrafını özet olarak yeniden paylaşma gereği duyuyorum.

' ...Kısa bir gelecekte faturalar tümü ile bilgisayar ortamında kesilecek ve karşı tarafa elektronik posta ile gönderilecektir. Bu işlemlerin ardından muhasebede elektronik ortamda kendiliğinden kayda geçeceği için kağıt kullanımı da sona erecektir. Kısaca, muhasebeciye kayıt yönünden ihtiyaç kalmayacaktır. Çağa ayak uydurabilenler ayakta kalabilecek diğerleri sahneyi terk etmek zorunda kalacaklardır. ...

.. Peki ne yapılmalı? Tamamen karamsarlığa bürünüp havlu mu atalım? Elbette hayır. Bıkmadan yılmadan bu tür eğitimlere devam edilmeli, özellikle tüm sivil toplum kuruluşları bu konuda aktif görev üstlenmelidir. ...'

Gelinen nokta yanılmadığımızı göstermektedir.

Ya teknolojiye uyum sağlanacak ya da sahneden çekilmek gerekecektir. Bunun başka yolu yoktur.