Nakit akışının daraldığı, borçlarını ödeme güçlüğüne düşen bir çok şirketin konkordato talebiyle Asliye Ticaret Mahkemelerine başvuruda bulundukları bu süreçte özellikle limited şirket ortaklarının huzursuz oldukları ve ortak oldukları şirketlerin borçları karşısında sorumluluklarının ne olduğu noktasında aydınlatılmaları gerektiği anlaşılmaktadır.

Özellikle Limited şirketlerde, temsilciler dışındaki ortakların şirketin borçlarından dolayı sorumluluklarını, özel borçlar karşısında sorumluluk ve amme borçları karşısında sorumluluk şeklinde irdelemek gerekir.

Özel Borçlar karşısında sorumluluk;

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'na göre limited şirket ortakları, sınırlı sorumluluk kapsamında şirket borçlarından sorumlu olmayıp, sadece taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını ödemekle ve şirket sözleşmesinde öngörülmesi halinde de diğer yükümlülüklerini yerine getirmekle sorumludur. Yani, limited şirketin temsilci olmayan ortaklarının, şirketin, üçüncü kişilere olan borçlarından dolayı ve şirket alacaklılarına karşı hiçbir surette sorumlulukları bulunmamaktadır. Netice itibarıyla özel hukuk hükümlerine tabi borçlar nedeniyle kendilerinden şirket borçlarının ödenmesi noktasında talepte bulunulamaz.

Kamu Borçları karşısında sorumluluk ;

Özel borçların aksine limited şirketin ortakları temsilci olmasalar dahi, şirketin kamuya olan borçlarından dolayı sermaye payları oranında doğrudan doğruya sorumludur ve ilgili mevzuat gereğince takibe tabi tutulurlar.( 6183 sayılı Kanun 35. madde) Hatta şirketteki payın devredilmiş olması dahi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz ve müteselsilen sorumluluk devam eder.

Kamu tarafından takibin yapılmasında en önemli aşamalardan birisinin şirketin herhangi bir mal varlığının kalıp kalmadığının doğru tespitinin yapılması ve ona göre hareket edilmesi gerekliliğidir.

Buradan şunu anlıyoruz ki, kamuya olan borçların şirket ortaklarından sermaye payları oranında tahsil edilebilmesinin ön koşulu şirketin herhangi bir mal varlığının olmadığının doğru tespitine bağlıdır.

Bu konuda Danıştay 4. Dairesinin 20.02.2017 tarih Esas No. 2014/7863 – Karar No. 2017/1737 sayılı kararının sonuç bölümünü paylaşmak istiyorum.

'..... Davaya konu şirketin malvarlığı konusunda yeterli inceleme yapılmadığı ve şirketin tapu ve banka kayıtlarının araştırılmadığı, sadece şirket müdürü nezdinde tanzim olunan tutanağa atıf yapılmak suretiyle mal varlığı araştırmasının sonlandırıldığı, bu haliyle ödeme emirlerinin hukuka aykırı olarak düzenlendiği gerekçesiyle iptal eden Vergi Mahkemesi kararında sonucu itibariyle hukuka aykırılık görülmemiştir...' diyerek kamu tarafından açılan temyiz talebini reddetmiş ve temsilci niteliği taşımayan limited şirketi ortağından şirketin borcunun talep edilemeyeceğine karar vermiştir.

Sonuç itibarıyla; Limited şirket ortaklarının, ortağı oldukları şirketin kamuya karşı olan borçlarından sermaye payları oranında sorumluluklarının bulunduğunu, diğer özel olarak nitelendirilebilecek borçlarından dolayı haklarında herhangi bir takip yapılamayacağının bilinmesinde yarar vardır.

İyi Haftalar diliyorum…