Herkesin siyaset konuştuğu, kimin başkan olup olamayacağını merak ettiği, araştırdığı ve tartıştığı bir ortamda ben Samsunspor'u yazacağım. Çünkü Samsunspor da bu kentte en az siyaset kadar ve hatta zaman zaman da siyasetten daha güncel, daha önemli bir konudur.

Kurumsallaşmaya atılmış doğru adımların sevincinin talihsiz bir mağlubiyetle gölgelenmesi tüm kenti ama özelliklede taraftar gruplarını fazlasıyla üzmüştür. Üzmeye de devam edecektir. Bu üzüntüyü anlamak ve ona saygı duymak gerekir. Ancak bu üzüntünün daha büyük üzüntülere yol açmaması için de her türlü dikkati göstermek durumundayız. Acıyı daha büyük acılara yol açacak tepkilerle saramayız. Sevginin kucağında büyümüş bir sabır ve anlayışa belki de her zamandan daha fazla ihtiyaç vardır.

Ben kurumsal yapılanma üzerinde yoğunlaşıyorum. Zira futbol bilgim bırakın yazı yazmayı, bırakın ahkam kesmeyi, tartışmaya bile yetmez. Haddimi biliyorum, bilmediğim işe burnumu sokmuyorum ama ben Samsunspor'un kurumsallaşma, bir başka ifade ile gerçek anlamda kulüpleşme yolunda olduğunu da görüyorum. Artık kimseye el avuç açmayan, yeniden şanlı mazisinde olduğu gibi bu kentin kabiliyetli ve spor ahlakıyla dolu gençlerini bulup o ahlakla yetiştiren, hem kente hem Türk sporuna kazandırmaya yönelik bir kulüp olma yolundaki gayretleri sevinçle izliyorum. Ve işte bu noktada tüm acıların, tüm tepkilerin sevginin kucağında ısıtılıp yumuşatılmasını ve tüm camiayı ısıtmasını bekliyorum.

Eğer başkana yani geminin kaptanına inanıyorsak, kaptanın geminin selametini daha fazla değilse bile en az biz yolcular kadar düşündüğünü ve istediğini kabulleniyorsak işte o nokta da ona destek olmak hepimizin görevidir diyorum. Ben bu düşüncelerle sezon sonunu sabırla bekleyeceğim. Hem kurumsallaşmada daha ileriye gitmiş hem de şampiyonluk kupasına el koymuş bir Samsunspor görmek umuduyla bekleyeceğim.

Biraz sabır, taraftarıyla, basınıyla, kulüp yönetimiyle biraz sabır diyorum. Bu sabrı teknik ekip ve futbolcular için de istiyorum ama onlar için ayrıca çok fazla gayret ve fedakarlık da istiyorum. Onlar ki, ekmeklerini o formayla çıkartmaklar ve geleceklerini o formayla şekillendirmekteler, onların bu kente ve yedikleri ekmeğe karşı bir de vicdani sorumlulukları vardır. Onlar gereken gayreti gösterip formalarını terleriyle yeterince ıslattıkları ve samimiyetlerine halkı inandırdıkları sürece bu kent onları bağışlar ve bağrına basar.

Kurumsal yapılanmanın, yani yeniden ve tam anlamıyla kulüp olmanın şampiyonlukla taçlanması temennisiyle bekleyeceğim sezon sonunu ve hep kaptanın yanında duracağım inatla ve inançla…