Bir şehit yakını olarak 2013-2015 yılları arasında ülkemizde sahnelenen çözüm sürecini hiç unutmadım. Resmen akıl tutulması yaşadık. Çok üzüldük ,çok kahrolduk. Aradan geçen yıllara rağmen vicdanımızın ve aklımızın kabul etmediği çözüm süreci aklımıza geldikçe kötü oluyor ve kahroluyoruz. Niye kötü oluyoruz ,niye kahroluyoruz? Çünkü şehitlerimize rağmen İmralı da kuş sütü ile beslenen teröristbaşı Abdullah Öcalan muhatap alındı. Öcalan adeta masanın bir tarafına oturtuldu. Kötü niyetli olduğu bilinen ve asla pişmanlık belirtisi göstermeyen PKK terör örgütünün temsilcileri ile çözümü görüşmek inanılır gibi değildi.

Devlet yetkilileri Abdullah Öcalan'ın cezası kesinleşmiş bir teröristbaşı olduğunu bile bile ondan medet umdular. O teröristbaşı bebek katilide kendisini bulunmaz bir hint kumaşı zannederek cezaevinden bile meydan okudu. Birisi çıktı Öcalan'ın gençliğinde Cuma namazı bile kıldığı reklamını yaptı. Terör örgütünün o zamanki meclisteki temsilcileri ve teröristbaşının avukatları İmralı'yı su yolu yaptı. O dönemde hepsi de İmralı'dan Kandil'e mesaj taşıdı.O dönemde Öcalan cezaevinde hiç boş durmadı. Çözüm sürecini kullanarak hiç yapamadıklarını yaptı. Teröristbaşı halkın ortak ifadesi ile bebek katili Öcalan İmralı'da stüdyo titizliğinde fotoğraflar çektirdi. O fotoğraflar Diyarbakır'da bilboardlara dev boyutlarda afiş oldu.Düşünebiliyor musunuz 35 bin kişinin katili vatan haini Öcalan'ın fotoğrafları rahatlıkla devletin gözünün içine bakabaka sokaklara caddelere asılabildi. Biz nasıl bir ülkede yaşıyorduk ki cezaevinde hükümlü bir teröristbaşının boy boy afişleri şehrin en işlek yerlerine asılıyordu. Biz nasıl bir hukuk devletinde yaşıyorduk.35 bin kişinin katili Öcalan'ın fotoğrafları cezaevinden servis edilmiş ,fotoğraflar afiş yapılmış sokaklara caddelere asılmıştı. Akılla ,hukukla,vicdanla,insani duygularla izah edilebilecek bir durum değildi.Gerçek olan ise Öcalan afişlerinin Diyarbakır'da bilbordlarda asılı olduğu idi. Empati yapın şehit, yakını olun vicdanınız böyle bir olayı nasıl izah ederdi. İhanet canınızı acıtmaz mıydı? Canımız çok yandı ,ne çözüm sürecini nede çözüm sürecinde Öcalan fotoğraflarını İmralı'dan servis yapanları hiç unutmadık.Çözüm sürecinde şehit yakınlarının ve gazilerin sürece tepkisi gözardı edildi.Hep yandaş arandı,bazı yandaşların alkışı gündeme getirildi. Kendi adıma bir şehit yakını olarak bir çok kez suçlu olan şehitlerimiz ve yakınları mı diye düşünmüşümdür. Şimdi çözüm sürecinden kurtulduğumuz için mutluyuz ama çözüm sürecinde Türkiye'de yaşadıklarımız aklımıza geldikçe kahroluyorum. Şehit yakınları ve şehitlerimiz için o günler gerçekten çok kötü günlerdi. Çözüm sürecini şehit yakını kimliğimle özgürce ifade etmem istenirse kısa ve öz olarak çözüm sürecinin bir ihanet süreci olduğunu üstüne basa basa söylerim. Kendimce çözüm sürecinin başka bir açıklaması yok. Analar ağlamadı diyenler çıkabilir. Analar ağlamadı diyenler Çözüm sürecinin hemen peşinden verdiğimiz vatan evladı kahraman şehitlerimizin ve gazilerimizin sayısının yüzlerle ifade edildiğini hatırlasınlar ve sorgulasınlar.

Allah bir daha bu ülkede hiç kimseye geçmişte yaşadığımız çözüm sürecine benzer bir ihanet süreci yaşatmasın. Şehitlerimizin katilleri ile masaya birilerini oturtanlar yanlış yaptılar. Onlara bir şehit yakını olarak hakkımızı asla helal etmiyorum. PKK'nın siyasi uzantısı bir parti tarafından Diyarbakır'da bilboardlara asılan Öcalan posterindeki fotoğrafın İmralı'dan servis edildiğini hatırladıkça şimdi bile uykularım kaçıyor. Kimse masum değil. Geçmişte çözüm sürecini dayatanlar şehitlerimizden ve yakınlarından mutlaka özür dilemelidir.