Hamilelik, bir kadının hayatını değiştiren ve anlamlı kılan en önemli olaylardan bir tanesidir. Bu süreç anne adayı için fizyolojik açıdan önemli olduğu gibi psikolojik açıdan da önemlidir. Anne ile bebek arasında kurulan bağ, anne adayının hamile olduğunu öğrendiği andan itibaren başlar. Annelik duygusunun hissedilmeye başlandığı bu dönemde anne adayı çevresel ve duygusal açıdan etkilenmeye ve değişmeye başlar. Bu durum aynı zamanda fiziksel açıdan yaşadığı değişimden kaynaklı olarak kendilik algısı açısından kişide kaygı yaratabilecek durumlardır. Aynı zamanda anne hamilelik sürecinin nasıl geçeceğine, bebeğinin sağlıklı bir gelişim sürecinin olup olmayacağına dair soru işaretleri ile kendini meşgul edebilir. Kendisinin nasıl bir anne olacağını, anne olarak ya hata yaparsa düşüncelerine bağlı olarak kaygı veya suçluluk hissedebilir. Bu süreçte çevresel destek özellikle baba adayının desteği çok önemlidir. İki kişilik ailelerinin artık büyüdüğü ve baba olarak alınması gereken sorumlulukların farkında olması ve bu farkındalığı anne adayına hissettirmesi sürecin psikolojik açısından önemli rol oynamaktadır. Hamileliğin fizyolojik boyutundaki beslenme, uyku ve solunum düzeninde değişiklikler görülebilir. Ruhsal değişimde ise nedensiz yere ağlama, duygusallaşma, kaygılı ve tedirgin hissetme görülebilir. Değişen ruh hali doğum sonrasında da devam edebilir ve doğum sonrası psikolojik rahatsızlıklar görülebilir. Bunlar annelik hüznü yani lohusa sendromu ve doğum sonrası depresyon(postpartum depresyon) olabilir. Annelik hüznü doğumdan sonraki süreçte başlayan 7 ila 10 gün sonrasında etkisinin yavaş yavaş azaldığı bir süreçtir. Bu süreçte ağlama, bunalma, gergin hissetme gibi belirtiler görülür. Eğer ki bu süreç 1-3 ay içerisinde azalma göstermez ve belirtiler devam ederse profesyonel yardım almak gerebilir. Doğum sonrası depresyonun oluşmasında çevresel faktörler önemli olduğu gibi sosyal ve duygusal faktörler de önemlidir. Duygusal boyutuna bakıldığında eş ve aile desteğinin az olması, planlanmamış hamilelik gibi faktörler tetikleyicidir. Peki, bu süreci sağlıklı geçirmek adına neler yapılabilir?

Öncelikle eşinizden, çevrenizden destek almayı ihmal etmeyin. Bu süreçte yaşanan duygu değişikliklerinde yanınızda desteğini hissedebileceğiniz kişilerin olması size yardımcı olacaktır. Bu süreçte yaşadığınız duyguları doğallıkla ifade etmekten çekinmeyin. Mükemmel anne olmayı hedef almaktansa iyi anne olmanın yollarını bebeğiniz ile beraber nasıl yapabileceğinize odaklanın. Doğum sonrasında yaşanan yorucu temponun içerisinde kendinize vakit ayırmayı ve dinlenmeyi ihmal etmeyin. Bebeğinizi tanımaya çalışın çünkü oda sizi tanımaya çalışacaktır. Bu süreç aynı zamanda kendinizin de fark etmediğiniz yönlerinizi ön plana çıkartacaktır. Bu yönlerinize odaklanarak geliştirmeye çalışın. Olumlu duygu ve düşüncelere odaklanarak zihninizi arındırmayı deneyin. Örneğin bu süreçte müziğin iyi geldiğini düşünüyorsanız müziğe odaklanarak zihninizin rahatlamasına yardımcı olabilirsiniz. Nefes ve gevşeme egzersizlerinden de yararlanabilirsiniz. Unutmamak gerekir ki annenin mutluluğu bebeğine yansıyarak onu da mutlu edecektir. Hepimize mutlu günler dilerim…