Geçen haftaki yazımda sizi, ömrü boyunca Çiftlik Caddesinde olan bitenleri penceresinden seyreden Gamsız Mahmure Hanımla tanıştırmıştım. Küçükken dededen kalma konağın cumbasında Çiftlik Caddesinin şatafatını seyrediyordu hani... Sonra konak kat karşılığı verilince bu defa apartman dairesinin penceresinden caddedeki değişimi umarsız bakışlarla seyretmeye devam etmişti. Zamanla Mahmurecik, evlenip çoluk çocuğa karışmış, artık "Mahmure Teyze" olmuştu...

***

Oldum olası hali vakti yerinde ve güngörmüş ailelerin oturduğu Çiftlik Caddesi ve çevresi, 2000'li yıllarla birlikte farklılaşmaya başlamıştı.

İnsanlar, artık site içinde, daha yeni ve geniş, kendi otoparkı, havuzu, çocuk parkı olan apartmanlarda oturmak istiyordu. Oysa Çiftlik çevresindeki evler eskimişti. Mahmure Teyze'nin biraz eli para görmüş ne kadar komşusu varsa birer ikişer Çiftlik Caddesinden taşınıyordu. Ama bizimkinin pek umurunda değildi. Penceresinde keyifle kahve içmeye devam ediyordu.

***

Derken kentte birbirinden gösterişli AVM'ler açılmaya başladı. Alt katlarında devasa otoparkları, üst katlarında çeşit çeşit restoranları, sinema salonları ve marka mağazaları olan AVM'ler artık kentin yeni gözbebeğiydi.

Çiftlik'teki mağazalar, kafeteryalar, restoranlar, sinema salonları filan kapanmaya başlamıştı. Caddenin pabucu, AVM'lerin damına atılmıştı sizin anlayacağınız.

Kapanan iş yerleri kervanına cadde üzerinde yıllardır kafe işleten Mahmure Teyze'nin kocasının dükkanı da eklenmişti. Adamcağız artık kirayı çıkartamıyordu. Mahmure'ye evi satıp kazandığı para ile bir AVM'de iyi bir markanın franchasing şubesini açmak istediğini söyledi.

Ama yıllardır Çiftlik Caddesini evinin penceresinden seyretmeye alışık olan kadıncağız ayak sürdü. "Benim Çiftlik'ten cenazem çıkar!" deyince kocası AVM'lerin birinde, şef garsonluk yaparak geçim sağlamaya mecbur kaldı.

***

Gel zaman git zaman, Belediye Reisi Çiftlik Caddesini kurtarmak gayesiyle trafiğe kapatmaya karar verdi. Plan basitti. Çiftlik yayalaştırılacak, böylece arabalardan boşalan yerlerde insanlar yürümeye başlayacak, böylece esnaflar yeniden para kazanacaktı.

Projeye bir de gösterişli isim buldular: Cadde AVM!

Hemen kollar sıvandı. Kaldırımlar iptal edildi. Sokak bağlantıları kapatıldı. Cadde bir baştan öte başa tek tip dış cephe ile kaplandı.

Seçilen tekdüze renkler nedeniyle Çiftlik artık monoton bir hal almıştı. Ağaçlar kesilmiş, her taraf betonlaşmış, cadde eski güzelliğini yitirmişti.

Mahmure Teyze, yaşlanınca gözleri az seçtiği için midir nedir, Çiftlikteki kötü görüntüye aldırmadı. Gözlüğü burnundan düşürmemeye çalışarak yoldan geçen kuru kalabalığı seyre durdu.

***

Cadde AVM işi tutmamıştı. Zira bir AVM'nin olmazsa olmazları unutulmuştu...

Otopark olmadığı için insanlar araçlarıyla gelemiyordu. Toplu taşıma hatlarının güzergahları ve hareket saatleri, Çiftlik Caddesine ulaşmak isteyenler için uygun değildi.

Artık Çiftlik'te marka mağazalar, lüks restoranlar, gösterişli kafeteryalar yoktu. Bunların yerine cep telefoncular, tavuk dönerciler, simit sentırlar, imitasyon takı satanlar filan dolmuştu. Onların birçoğu da altı ay geçmeden ya kapanıyor ya da devrediyordu. Koskoca banka şubeleri kapanırken küçük esnafın dayanabilmesini beklememek lazımdı zaten...

***

Mahmure Teyze, Çiftlik'teki kötü gidişi aldırmaz bakışlarla seyrederken bir anda yeni insanlar görmeye başladı. Çiftlik Caddesinin yeni sakinleri, çoğunlukla esmer, kadınları çarşaflı, bilmediği bir dil konuşan insanlardı. Gençleri köşe başlarını mesken tutuyor, kendi aralarında yüksek sesle konuşuyor, kızlara yapışkan gözlerle bakıyor ve bolca kavga ediyorlardı.

Çekirdek çitleyerek sokağa bakan Mahmure Teyze, bu yabancılarının Suriyeli olduğunu oğlundan öğrendi. Zararsız olduklarını düşünmüştü başlangıçta. Ta ki, Suriyeliler ile çıkan bir kavgadan sonra oğlunun karakola düştüğünü öğreninceye kadar. Delikanlı, arkadaşının nişanlısına laf atılınca kavgaya karışmış, sonra da geceyi nezarette geçirmişti!

***

Mahmure Teyze, gene bir gün evinin penceresinde gazete okurken esnafın Çiftlik Caddesinin tekrar trafiğe açılmasını istediğini öğrendi. Güya arabalar geçerse cadde canlanırmış...

Hiç kulak asmadı Mahmure Teyze... Arabasıyla gelenlerin park yeri bulamayınca esnaflardan nasıl alışveriş yapacağını, tıkanan trafiğin hangi yeni sorunlara yol açacağını, Suriyelilerin gettosu haline gelen ara sokaklarda artan asayiş sorunları giderilmeden insanların burada güven içinde dolaşıp dolaşamayacağını düşünmedi bile...

Gamsız Mahmure Teyze, başını kaldırdı. Dışarda yağmur yağıyordu ve tam karşısındaki apartmanda bir Arap kızı camdan Çiftlik Caddesine bakıyordu.