Kazanmak için cesur olmak gerekir...

Gerekirse 30'uncu dakikada futbolcu değiştirmeyi...

Zira 1. dakikada orta yapmak isterken kaleye şut çeken Gökhan Alsan'ı ikinci devre ancak sahada görebildik...

Hücumda bir türlü çoğalamayan...

Kanatları çok iyi kullanamayan...

Sıfıra inenlerin de orta yapmayı ceza alanına top göndermekten başka bir düşüncesinin olmadığı ilk devre seyrettik...

Rakip ilk tehlikeli atağını 13'üncü dakikada yakalarken...

Yılport Samsunspor kaleye ilk şutunu 41'de Oğuz ile...

En tehlikeli atağını da 45'te karambolde buldu...

***

İkinci devre orta beşli öyle bir duruma düştü ki...

Tribünlerin tamamı tepki gösterdi...

65'e kadar çok çalışan Oğuz çıktı, tribünlerin isteğiyle İlyas Kubilay girdi...

Çalışan tek kanat Guido çıktı, Ahmet Köse girdi...

Gökhan Alsan, Samet Asatekin sahada kaldı...

Nitekim, Samet'in iki kez pozisyonları başlamadan bitirerek, oyuncu değişikliğini tekzip etti...

70'de Bahattin girdi...

Ama o da ne?

Forvetlerin hepsi 'golü ben atmalıyım' sevdasına düştü...

Olmadık yerden şut çekenler...

Boştaki futbolcunun yerine ters tarafa pas atanlar...

***

Futbol aslında o kadar da zor bir oyun değildir...

En önemli kuralı ise...

'Boşa çık top iste, boşa çıkana top at' tır...

Defans ve Samed Hakan Kılıç, topa her ayağına aldığında hep top atacak birilerini aradı...

Topu alması gereken ise rakip yarı alanda...

Bir kaç metrekare içinde yürüyerek topun ayağına gelmesini bekliyordu...

Nitekim, maç boyunca gol pozisyonu denilebilecek atak sayısı bir elin parmaklarını geçmedi...

***

Elbette puanlar kaybedilebilir...

Manisa F.K. ile arada oluşan 6 puanlık fark elbet kapanır...

Köprünün altından daha çooook sular akar...

Ama ortaya konulan futbol...

Mücadele yerine ediyormuş görüntüsü...

Umut vermiyor...

İşin kötüsü, tribünlerin eleştirileri ve tepki sesleri...

Futbolculardan, teknik yönetime doğru da kayıyor...

Birilerinin duruma el koyması gerekir...

Biraz can yakmak gerekir...

Yoksa tünelin sonunda hayal edilen ışık da karanlığa gömülüyor gibi...