Son birkaç ay öncesi
Önce Fırat'ın doğusuna girerdin, giremezdin tartışmaları…
Amerika varken yemez sözlerine rağmen.
O süreci tartışmak bile artık beyhude.
Suriye topraklarına girilmesini zorunlu kalınan sebepler.
Herkes kendine göre yorumlar üretti.
Sanki biraz da iç siyasete göre rol kesmeler.
Dünyanın yeni bir yapılanmaya gittiği günümüzde, malum güçler bir şeyleri parsellemeye çalışıyorlar. Bakıyoruz burnumuzun dibinde Doğu Akdeniz'de gemisi olmayan ülke yok.
Biraz da birileri bizi iç dinamiklerimizle yormak istiyor.
Halbuki ülkeler değişen pozisyonlara göre mevzi almak zorunda.
Önce Amerika sonra Rusya ile devam eden görüşmeler.
İkili görüşmelerde masada verilen mühletler.
Arkasından sözlerin tutulmadığı takdirde 'Gereğini yaparız' uyarısı.
Tribünden sahaya inilmiş ok yaydan çıkmıştı bile.
Arkasından bütün dünya koro halinde aynı nakaratla sahneye çıktı.
Bir asır önce yedi düvele rağmen bağımsızlığa imza atan bu millet bazen gücünü inkar ediyor, ya da var olan bu gerçeği kullanmakta korkak davranıyor.
Açıkçası malum güçlerde bizim kendi kabuğumuz içinde kalmamızı istiyor.
Kararlı duruş sergilenince ayağımıza çelme takmak isteyenler alarma geçiyor.
Yorulsak da, bazen yanlışa düşsek de, bizi zayıf gibi göstermek isteseler de asil milletin yeri geldiğinde sahaya çıkabileceğine Barış Pınarı Harekatıyla gösterilmişti.
Amerika'ya rağmen bunu göze alacağımızı kimse düşünemezdi.
Bugün o emperyalist güç sürekli tavırlarında mevzi değiştiriyorsa, bu sahada gözükmenin sonuçları olsa gerek.
Fransa, Almanya, İngiltere bu hareketlenmenin dışında kalmaktan rahatsız gibiler.
Yine de bu güçlerin ne zaman nasıl manevralar yapacağını kestirmek dahi güç.
Ülkeler hızlı değişimlere karşı pozisyon alırken hata yapabilir, her hareketin getirileri kadar riskleri de büyük.
Hatasız olmak istiyorsan çakılı yerde kalacaksın; oradan istediğin kadar laf üret.
Günümüzde ülkeler farklı gelişmelere göre tavırlarını revize etmek zorundalar.
Yerinizde çakılı kaldığınız takdirde sizi kimse tınlamaz bile.
Ve bugün elimizin altında büyük bir değer var.
Yapılacak bir hatadan nemalanmak için mevzi alanlar pusuda.
Ama bugün Mehmetçik'in sahadaki varlığı bu milletin büyük bir değeri.
O güçlerin karşısındaki pozisyonumuza sahadaki varlığımız güç kattı.
Velhasıl tribünden sahaya inilmiş, el kuvvetlenmiş.
Yoksa 'kim bizi takardı'!