Profesör Dr. Ziyaeddin Fahri FINDIKOĞLU ülkemizin üççeyrek asır öncesinin önemli Sosyologlarından biridir. Çalışmalarındaki 'çeşitlilik' ve 'çok yönlülük' ile öne çıkar.
Muhafazakar, milliyetçi bir düşünce yapısına sahiptir ve Prens Sabahattin gibi toplumsal yaşamda, eğitimde ve kültür alanında 'şahsi teşebbüs, ademimerkeziyet' fikrini savunur.
Laik, girişimci, bireyci eğitim ve yaşamdan yanadır.
Eğitim için 1952'de şöyle der: 'Hocalar (öğretmenler) artık cami vaizleri olmaktan çıkarak okuttukları talebelerin kafaları işlenecek birer insan olduğunu düşünmeli, talebeler, sadece 'diplomalı' olmayı değil, fakat aynı zamanda Türkiye'nin muhtaç olduğu birer 'şahsiyet' olmak idealini gütmelidir'.
Buradan hareketle öğretmenleri, 'kafa ve zihniyet mimarları' olarak görür.
*
2020'de üççeyrek asır sonra, eğitimci ve eğitimin kamusal otoritesi mevkiindeki başka bir Profesör ise şöyle der: ' Herkes üniversite okumak zorunda değildir. Sen ağa ben ağa inekleri kim sağa'.
*
Ben: 'İnekleri makine sağa, insanlar size kala!'