Can Yücel ne güzel de söylemiş.
"Farkı fark etmeli insan…"
Ne kadar anlamlı değil mi?
Neyi fark ediyoruz ya da etmiyoruz?
Diye bazen sorası geliyor insanın kendine.
Hayatta o kadar çok şey var ki fark edilecek.
Kendiniz, aileniz, çevreniz, milletiniz, insanlık için.
Sağlıklı olduğunuz ve birçok hizmete kolaylıkla ulaştığınız gibi, sağlıklı olmayanları ne kadar anlıyor, ne kadar onları fark edebiliyorsunuz?
Kendimizi bir başkasının yerine ne kadar koyabiliyoruz?
Kendinizi bugünlerde birazcık Elazığ'da, Bahçesaray'da, Sabiha Gökçen'de kaza yapan uçakta hissedin.
Şehriniz İdlip olsun ve çadırlarda bir ekmeğe muhtaç hissedin kendinizi.
Evladınız sınır ötesinde Libya'da, Afganistan'da, Somali'de asker olsun.
Yağmurda, yağışta ekmeğini soğukta elleri titreyerek kazanan pazarcı olun.
Maden ocağında kazmasıyla ülke ekonomisine katkı sağlayan işçi olun.
Aylarca Verçenik yaylasında hayvanlarının peşinde şehir yüzü görmeyen çoban olun.
Acilde bir hastadan diğerine koşan, hasta sahibinin şiddetine maruz kalan doktor yerine koyun kendinizi.
Ya da çocuğuna ilik aramak için gözüne uyku girmeyenleri aklınıza getirin.
Yurt dışında memleket özlemindeki gurbetçi…
Diyarbakır'da terörün pençesine düşen çocuğuna kavuşmak isteyen anne…
Ne kadar fark edip onların yerine koyuyoruz kendimizi?
Kendi iç dünyanızı terk edip de bakın dış dünyaya..!
Fark edemeyince insanlık biçare kalmıyor mu?
34 yaşındaki Çinli Doktor Li Venliang.
Aralık ayında Corona virüsünü tespit eder ve uyarır. Hatta deniz ürünlerinden çıktığını dahi söylese de onu kimse dikkate almaz. Asılsız söylenti yapmaktan soruşturma açıldıktan sonra kendisi de virüsün kurbanı olur ve ölür.
Fark edilmediği için şu anda yedi yüze yakın kişi hayatını kaybetti.
Ve bugün tüm dünya bir virüse karşı ayakta..!
Büyük Çin Devleti ( ! ) Doğu Türkistan'ı fark etmişti de…
Fark edemediği bir küçücük virüs ona çok şeyleri fark ettiriyor.
Siz farkı fark ettirmeye devam edin.
Fark, fark edilirse hepimiz kazanırız.
Eğer edilmez ise sonuçlarına katlanırız.