Bugün, tarımla ilgili bazı verileri sizinle paylaşacağım.
Makro veriler bunlar.
*
GSYH'da 2009=100 kabul edilerek zincirlenmiş hacim olarak (orman ve balıkçılık dahil) tarımın payı:
2011'de 90,473 milyar TL; Oranı: % 7,5
2018'de 108,409 milyar TL; Oranı: % 6,2.
2019'da 111,934 milyar TL; Oranı: % 6,4.
*
Cari fiyatlarla GSMH'da Tarımın payı:
2011'de 114.838 milyar TL; 68,492 milyar $; Oranı: % 8,2
2018'de 216,666 milyar TL; 45,903 milyar $; Oranı: % 5,8.
2019'da 275,097 milyar TL; 48,439 milyar $; Oranı: % 6,4.
2018-2019 Değişim miktarı: + 58,431 milyar TL.
Değişim oranı: + % 27
2020 Şubat çekirdek enflasyon oranı: % 13,08
Tarım ÜFE % 20,04
*
Özeti her iki kategoriye göre: Tarımın sektörel payı sürekli düşüyor; TL üzerinden artışlar olsa da, dolar üzerinden sürekli düşüyor, hatta sert bir şekilde düşüyor.
Üstelik son iki yılda sektör hesaplarına, Ormancılık ve Balıkçılık gelirleri de eklendiği halde.
Son bir yılda Cari fiyatlara yansıyan artış, üretici fiyat enflasyonunu ancak doğruluyor ve önemli bir büyüme göstermiyor.
Dolar bazında en yüksek değer, 2011'de 68,492 milyar $ olarak pik yapıyor. Cumhuriyet tarihinin en yüksek miktarına ulaşıyor. Ancak daha sonra çakılmaya başlıyor.
*
2012'de Tarım Bakanlığında, fonksiyonel yönetim organizasyonundan konu bazlı yönetim organizasyonuna geçiliyor.
Yani kurumsal yapı üretim, kontrol, koordinasyon odaklı fonksiyonel iken; Bitkisel, Hayvansal, Su Ürünleri odaklı konu bazlı hale dönüşüyor.
Sektör bana göre, yönetim koordinasyon gücünü kaybediyor.
*
Dolar bazında düşüş, 2011-2019 arasında yaklaşık % 30 oluyor.
Yani, tarım sektörü döviz bazında yaklaşık üçte bir kadar kaybediyor.
Salt değeri: Yaklaşık olarak - 20 milyar $.
Sektöre borcumuz 20 milyar $.
Başka bir anlatımla, sektörün ülke GSMH'na katkısı, artmak yerine, 20 milyar $ azalıyor.
Özeti: Tarım sektörünün ana girdileri tohum, gübre ve mazot, yem, canlı hayvan büyük oranda dışa bağımlı ve dövizden doğrudan etkileniyor.
Girdi kullanımı zorlaşıyor.
Özetin özeti: Rakamlar, Tarım ve Orman Bakanlığı verileridir.
*
Sonuç olarak: Sektörün bizden alacağı, sadece 2006 Tarihli Tarım Kanununun 21. Maddesinin amir hükmü olan GSMH'nın % 1'inden az olamaz hükmünden kaynaklanan alacakları değil.
Bu borca, ülke GSMH'nın paylaşımdan ve adil dağılımdan kaynaklanan alacağını da eklemek lazım.
Bütün bunlara rağmen üretime devam eden sektör, bu ödülü hak etmiyor mu?
Bana göre, hem de anasının ak sütü kadar hak ediyor.
Defalarca söyledim, ben tarafım.
Ama siyaset ne der bilmiyorum.
Bekleyip göreceğiz; siyaset de taraf olacak mı?