Sosyal medyada bir fotoğraf.
Gıda malzemesi dolu stant ve üzerinde yazı.
'İmkanın varsa koy, imkanın yoksa al.'
Pazar yerindeki bu uygulama bulaşıcı hastalık gibi yayılmış.
Bazı fırınlar bile benzer uygulamaya geçmiş.
Ülke insanımızın asalet göstergesine tanık olmak çok hoş.
'Komşusu açken tok yatan bizden değildir' diyen millet.
Herkes taşın altına elini çekinmeden atarken; sağlıkçılarımızın emeği ise çok daha değerli.
Sosyal medyada gerçeği yansıtmayan paylaşımlar ise en başta emeğe saygısızlık. Moral motivasyonu yaralayan, karşı cepheye mermi taşıyan bu çabaların mücadeleyi zedelediğini bizzat sağlıkçılar dile getiriyor. Açıkçası takdirle alkışladığımız savaşın ön cephesindeki sağlık çalışanlarımızın taburcu olan her hastadan sonraki duygularını da iyi anlamak gerekiyor.
Gözlerimizi yaşartacak başka başarılara da imza atacaklarına inandığımız sağlık ordumuza ne kadar teşekkür etsek azdır. Onlar virüs belasıyla yüzleşenlere müdahale ederken, bugünlerin en değerli ihtiyacı da tıbbi malzeme. Yetkililerde altyapıya güvenilmesi kadar malzeme konusunda da rahatlatıcı ifadelerle 'Eksiklerinizi bilgilendirin ki giderelim' beyanları eksik olmuyor.
Peki bu ülkenin geride kalan milyonları elini kolunu bağlamış mı?
'Evinde Kal Türkiye' uyarılarına uymak, cepheye mermi taşımakla eş değer.
Teröristlere göz açtırmayan bu ülkenin ordusu da gecesini gündüzüne katmış. Bakan Hulusi Akar öylesine tarihler veriyor ki; 'Yüz binlerce maske, eldiven, tulum şu kadar zamanda teslim edilecek' diyor. Bu arada orduevleri ve askeri misafirhanelerinde sağlık çalışanlarımızın hizmetine sunulmasıyla, iki ordumuz yine omuz omuza demeden geçemiyor insan.
Bu ne güzel birliktelik, beraberlik, dayanışma…
Eliyle, diliyle, yüreğiyle herkes bir yarışta.
Belediyeler, sivil toplum örgütleri, ülkemizin gözde firmaları…
El birliğiyle tıbbi malzeme üretirken Kurtuluş Savaşının farklı bir versiyonu yaşanıyor.
Kendi ülkelerinde naylonlarla kapanan, ilkel metotlarla kendini virüsten korumaya çalışan sağlıkçıların olduğu yardıma muhtaç ülkelere de seferler başladı.
İtalya, İspanya, Sırbistan, İngiltere, Makedonya, yakında İsrail, Ermenistan…
Onlarca ülkeye Cumhurbaşkanlığı forsu, ay yıldızlı bayrağımızla süslenmiş konteynır dolu uçaklar iniyor. Üzerinde Mevlana'nın 'Karanlığın ardında nice güneşler var' mesajıyla.
Güzel ülkem dış dünyaya da sessiz kalmıyor.
Amerika'nın elçilik aracılığıyla Türkiye'den medikal malzeme talebi ise düşündürücü.
Dün kendini dev aynasında gören ülkeler bugün acınacak durumda.
Derler ya 'Ne oldum değil, ne olacağım' diyeceksin.
Bu arada Dünya Sağlık Örgütü Genel Sekreterinden bir mesaj düşüyor haber kanallarına.
'Türkiye'nin sergilediği dayanışma dünyaya örnek olmalı.'
Şu sıkıntılı günlerde en güzel duygu.
'Türkiyeli olmak' herhalde.