"Bir garip ölmüş diyeler.
Üç günden sonra duyalar.
Soğuk su ile yuyalar.
Şöyle garip bencileyin"
14 Mayıs 2020 günü haber ajanslarının Samsun'dan geçtiği, 'Samsun'da otomobilin çarptığı Fazlı Bilgili hayatını kaybetti' başlığı ile verdiği haberden talihsiz bir kaza sonucu Fazlı Bilgili'nin öldüğü haberini aldım. Doğrusu bu haber beni derinden üzdü. Kimdi Fazlı Bilgili ? Ünlü bir sanatçı mı, iş insanı mı, ünlü bir yazar mı, siyaset adamı mı? Kimdi Fazlı Bilgili? Fazlı Bilgili'yi nereden nasıl tanıyordum.
Bundan 9 ay önce diyaliz hastası olan babamı kaybettim. Her sabah işe gitmeden önce Gazi Devlet Hastanesinin iki alt caddesinde oturan babama mutlaka uğrar bir ihtiyacı olup olmadığını kontrol ederdim. İşte bu sıkıntılı yıllarda sabahları Gazi Devlet Hastanesinin önünden geçerdim. Etraf ıssız ve sessiz olduğu için sabahları karşılaştığım yüzler aklıma yerleşirdi. Fazlı Bilgili'de o yüzlerden birisiydi. Elinde bastonu, bir poşeti genellikle ağzında sigarası yoluna zor yürüyen, olduğu yaştan daha büyük gösteren bir amca ile hemen hemen her sabah erken saatlerde Gazi Devlet hastanesi acil girişinin önünde ya da hastane yolunda mutlaka karşılaşıyordum. Aynı amcayı günün ilerleyen saatlerinde Samsun'un çeşitli yerlerinde saathane civarında da görmeye başladım. Bu amca benim hep dikkatimi çekti.Kendimce sabahları hastane bölgesinde bulunmasını şöyle yorumluyordum. Her halde bir yakını ( eşi olabilir) diyaliz hastası olmalı .O yaşlı amca eşiyle birlikte diyaliz aldığı günler Gazi Devlet Hastanesine geliyor, yakını diyalize alındıktan sonra hastane bölgesinde diyaliz süresince 4 saatlik zamanı da oralarda geçiriyor. Yoksa her sabah, sabahın köründe niye elinde poşeti o civarda olsun diye hep içimden geçirdim. Çok sigara içtiğini düşündüğüm bu amcayı haddim olmayarak elimde sırtına dokunarak babamın da çok sigara içtiğini buna çok üzüldüğü mü belirterek sigara içmemesi yönünde uyardım. Bu uyarıyı yaparken ters bir şey söyler mi diye de temkinli oldum. Bir gün o yaşlı amca ile ilgili yerel bir gazetede bir haber okudum. O yaşlı amcanın kimsesiz olduğunu ,Gazi Devlet Hastanesi ve Samsun Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi'nin Acil Servis'inde kaldığını öğrendim. Benim düşündüğüm gibi Gazi Devlet Hastanesine diyaliz hastası yakınını getirmiyormuş. O yaşlı amca hastaneyi barınma yeri olarak kullanıyormuş. Üzüldüm ve içimden sosyal devlet niye görmüyor diye geçirdim. Bir hastane, kimsesiz bir insana ne kadar ev olabilirdi ki? Ama Gazi Devlet Hastanesi'nin Fazlı Bilgili'ye adeta ev olduğunu gördük.
O yaşlı adamın kim olduğunu gazete haberinden öğrendikten 7- 8 ay sonra 20 Şubat 2020 günü kendisine soğuk bir akşamüstü Lise Caddesinde (Çiftlik Mahallesi) rastladım. Elindeki bastonuna yaslanmış alaca karanlıkta yalpalaya yalpalaya ana caddeyi de kullanarak İstiklal caddesi istikametine doğru yürüyordu. O yaşlı amca beni tanımıyor ama ben onu artık sokakta görmüşlüğümle ve gazete haberiyle tanıyordum. Hep yere bakarak yürüyordu belki de başını kaldırıp etrafına bakacak takatı yoktu. Amcaya selam verdim akşamın bu karanlık vaktinde nereye gittiğini sordum. Diş Hastanesinin karşı tarafında bir lokanta olduğunu oraya gitmeye çalıştığını ama bir türlü bulamadığını söyledi. O yaşlı amca tamamen ters tarafta gidiyordu, belli ki yolunu şaşırmıştı. Yürüme mesafesinde olan o yere kendisini götürebileceğimi ve o lokantada ne yapacağını sordum. Lokantanın sahibi Atakum?da oturan emekli bir astsubaymış . O emekli astsubay o yaşlı amcaya her gün ücretsiz yemek veriyormuş. Kendisini aradığı lokantaya götürebileceğimi söyleyerek koluna girdim ve birlikte yürüdük ,yürürken de kısa sohbet ettik .Adının Fazlı Bilgili ,yaşının 69 , Ordu'nun Akkuş ilçesinden olduğunu söyledi. Nerede kaldığını ,ne iş yaptığını, kimi kimsesi olup olmadığını sordum. Kimsesinin olmadığını eşini çok genç yaşta kanserden kaybettiğini, hayatını düğünlerde zurna çalarak kazandığını ,emeklisi olmadığını ,Gazi Devlet Hastanesi Acilinde kaldığını ben sordum Fazlı Bilgili amca ayaküstü anlattı. Madem kimsen yok kimsen yok neden huzurevinde kalmıyorsun, Allah göstermesin sokakta ölür kalırsın dedim. Bana emeklisi olmadığı için huzurevinin kabul etmediğini anlattı. Şaşırdım nasıl yani emeklin yoksa sokakta mı öleceksin huzurevleri niye var diye söyledim. Kendisine gerekirse Samsun valisi ile görüşüp senin bir huzurevine yerleştirilmeni isteyeceğim dedim. Bunun üzerine geri adım attı. Ben huzurevinde kalamam dedi.Israrla gerçekten hiç kimsen yok mu dediğimde Samsun?da görüşmediği bir kızının olduğunu söyledi. Ama ne kadar doğru bunu bilmiyorum Artık ne yolda yürüyecek takatı ne de zurna çalacak nefesi kalmayan Fazlı Bilgi?liyi bir Şubat akşamı kendinden dinlemiş oldum. Yıllarca Yıldıray Çınar ve İbrahim Tatlıses gibi ünlü sanatçıların arkasından ve düğünlerde zurna çalan kimsesiz yaşlı bir adamın yalnızlığını ve kısa yaşam öyküsünü kıyısından köşesinden öğrenmiş oldum. Diş Hastanesinin önüne geldiğimizde aradığı lokantayı kendisinin bulabileceğini söyleyerek geri dönmemi istedi. Kendisine hastanelerin her türlü enfeksiyona açık olduğunu ,hastanelerin onun için sağlıklı bir barınma yeri olmadığını anlattım. Gözleri iyi görmeyen yürümekte zorlanan bir insanın nerede ise on yıla yakın bir süredir hastaneleri barınma yeri seçmesi doğru değildi. Fazlı amcadan ayrılırken kendisine kabul etmesi halinde bu akşam yemeğini benden yemesini isteyerek bir miktar para verdim. Teşekkür etti ayrıldık sonrasında birkaç defa daha kendisini uzaktan elinde poşeti ve bastonu ile gördüm. Korona virüs salgını nedeniyle sokağa çıkma yasağının uygulandığı yasaklı bir bir günde evimin balkonundan bakarken Fevzi Çakmak Mahallesi Mihrican Hatun sokakta Fazlı amcayı sokakta tek başına yürürken görüntüledim. Fazlı amcayı balkondan eşimede gösterdim.Yine Fazlı amcayı ölümünden üç gün önce Saathane meydanında asmaaltı civarında yürürken gördüm. Yanımdaki arkadaşlarıma da Fazlı Bilgili amcayı gösterdim ve bildiklerimi anlattım .
Mübarek bir ramazan günü Fazlı Bilgili'nin Fevzi çakmak Mahallesi Lise caddesinde geçirdiği feci bir trafik kazasında yaşamını yitirmiş olması beni korkutan belki de beklenen bir sondu. Bir kimsesiz garip bir insanımızın feci bir trafik kazasında yaşamını yitirmiş olmasına insan olarak üzüldüm. fazlı Bilgili iki hastane arsında yaşamını sürdürürken sosyal devlet acaba benim gördükleri mi ne kadar gördü, bunu bilmiyorum. Feci ölümüne rağmen Fazlı Bilgili keşke bir huzurevine yerleştirilmiş olsaydı diye içimden geçirmeye devam ettim. Fazlı Bilgili?ye Allah?tan rahmet diliyorum, mekanı cennet olsun.