Kim ne derse desin, kim ne düşünürse düşünsün; şehitlerin ve şehitliklerin hiç terk etmeyen en vefalı sevgilisi şehit anneleridir. Bir şehit annesi için geriye kalan ömrünün en ağır yükü şehit acısıdır. Şehit acısından daha ağır ve hüzünlü olanı yoktur. Bu yüzden şehit anneleri yaşama tutunurken de şehit evlatlarının manevi desteği ile yaşamaya devam ederler. Öyle ki şehitlerini şehitliklerde yalnız bırakmayan şehitlerin vefakar ve fedakar anneleri sadece acıyı ve hüznü yaşamazlar. Şehit annesi olmanın buruk ama büyük gururu ile yaşama tutunurlar .Elbette bu onlar için kolay olmaz, kolay olması da beklenemez. O anne şehit annesi de olsa, bir annenin evladını kınalı kuzusunu kara toprağın kara bağrına emanet etmesi öylesine soğuk ve gerçek. Onlar her şeye rağmen gururlu söylüyor 'vatan sağ olsun' diye. İşte bu manası büyük sözün sonrasında şehitlikler şehit annelerinin kalan ömürlerinin vazgeçilmezi oluyor ta ki onlar da hakka yürüyene kadar.
Günler, aylar ,yıllar içindeki bayramlarla ve diğer önemli günlerle geçip giderken şehit anneleri o önemli olduğunu düşündükleri günlerde büyük bir yalnızlık hissini yaşarken şehitliklere koşuyorlar. Ne anneler gününü ,ne bayram arifelerini ne de bayramları tadına vararak yaşayamadıkları için bekledikleri halde gelmeyen evlatlarının yanında şehitliklerde o özel günleri geçirmeyi yaşam tarzı haline getiriyorlar. Herhangi bir sebeple şehitliklere gidemediklerinde ise müthiş bir rahatsızlık duyuyorlar. Nereden biliyorum , annem Bedriye Hamlı?da bir şehit annesidir. Böyle zamanlarda şehitliğe beklenen olduğu halde gidemiyor, olmanın büyük hüznünü ve rahatsızlığını ister istemez dışa vuruyor. Maalesef 2020 yılına damgasını vuran Koronavirüs salgın hastalığı, bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de alınan tedbirler kapsamında bazı kısıtlamalara neden oldu. Ramazan Bayramı arifesinde ülkemizde uygulanan sokağa çıkma yasağı nedeniyle şehit anneleri şehitliklere gidemiyor. Evlat acısını yüreğinde taşıyan bir şehit annesinin arife günü şehitliğe gidemiyor olmasını bir düşünün .Empati yapın. Her arife günü şehitlikte evladının kabri başında dua eden bir şehit annesinin gidecek gücü olmasına rağmen yürüme mesafesindeki şehitliğe şehit evladının mezarına gidemiyor olması, hepimiz için insanı hüzünlendiren bir durumdur. Eğer yaşınız 65 üstü ise arife gününden bir gün öncede size özel kısıtlama nedeniyle şehitliğe oğlunuzun kabrine gidip şehidinizle dertleşememişseniz yüreğinizdeki hüznünüz bir kat daha katlanmıştır. Çünkü sıcak tenine dokunamadığınız şehit evladınızın buz gibi mezar taşına bile dokunamamış olmanın mahcubiyeti altında üzüntünüz katlanmaktadır. Şehit annesinin bu arife gününde yüreğinde kopan fırtına tam da budur. Hiç bir arife gününü atlamamış şehit annesinin evladına yasal kısıtlama nedeniyle gidemiyor olması Koronavirüs belasına olan lanetini artırmaktadır. Kendi canını, şehit evladının canından tatlı görmeyen şehit annelerinin bu yaşadıkları karşısındaki çaresizlikleri Ramazan Arifesinin tadını ve tuzunu kaçırmaktan başka bir işe yaramamıştır . Öylesine sıradan bir arife günü yaşamak ,şehitliklerin arife gününde boş kaldığını bilmek şehit annelerini derinden üzmüştür. Bir şehit annesi ,bir şehit arife günü dertleşemiyorsa bu belki de hepimiz için ilahi bir sınavdır.


Annem Bedriye Hamlı 84 yaşında vücudu ve ruhu yorgun bir şehit annesi, onca rahatsızlığına rağmen bütün rahatsızlıklarını unutarak şehitlikte olmayı düşündüğü halde 28. yılda Ramazan Bayramı Arifesinde şehitlikte, şehidinin kabri başında olamamanın büyük üzüntüsünü yaşamaktadır. Şimdi bazıları diyecektir ki, ülkemizde Koronavirüs belası yaşanırken bu ziyaret niye bu kadar önemli. Çünkü her şehit annesi için evladı kendi canından daha önceliklidir. Ona bu önceliği elinde olmayan nedenlerle gösteremeyen bir şehit annesinin çaresizliği yüreğindeki o tarifsiz acıyı katlamaktadır.2020 yılı Ramazan Arifesi maalesef şehitlerle annelerini ayıran bir arife günü oldu. Allah bir daha şehitlerimizin annelerine böyle kötü günler yaşatmasın. Arife günü boş kalan şehitlikler, annelerini gelsin diye bekleyen şehitler olduğunu bilmek canımızı acıtıyor.